14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2943 Karar No: 2016/9870 Karar Tarihi: 29.11.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2943 Esas 2016/9870 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/2943 E. , 2016/9870 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.07.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalı ... Genel Müdürlüğü, dava konusu taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde %10 taviz bedelinin hesaba aktarılmasını talep etmiştir. Davalı, Maliye Hazinesi vekili, davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu 1404 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine dair verilen karar Dairemizin 18.12.2014 tarihli, 2014/10356-14515 sayılı ilamıyla “... dava konusu 1404 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 1/2 pay sahibi ... oğlu ... ile davalıların murisi ... oğlu ...nin aynı kişi olup olmadıkları dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece, aynı kişi iseler davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek çelişki giderildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi eğer aynı kişi değillerse taraf teşkili sağlanarak ortaklığın giderilmesi talebi hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. Usuli kazanılmış hak, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri yararına, diğerinin ise aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hak olarak tanımlanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş olmamakla birlikte uygulama ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarıyla (04.02.1959 günlü ve 13/5 sayılı İ.B.K, 09.05.1960 günlü ve 21/9 sayılı İ.B.K.) yargılama hukukundaki yerini almıştır. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla hüküm yararına bozulan kişi açısından da usuli kazanılmış hak doğar. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında belirtildiği gibi dava konusu taşınmazda 1/2 pay sahibi olan ... oğlu ... ile davalıların murisi ... oğlu ..."nin aynı kişi olup olmadıkları dosya kapsamından şüpheye yer bırakmayacak biçimde anlaşılamamakta olup, mahkemece “...Türkçe’ye çevrilerek gönderilen belgelerin incelenmesinden...” şeklindeki genel bir ifadeyle anılan kişiler aynı kişi kabul edilmiştir. Kaldı ki, taraf teşkili dava şartlarından olup re’sen gözetileceğine göre adı geçenlerin aynı kişi olması halinde tapu maliki ... oğlu ...’nin açık ad ve soyadının tapu kaydında düzeltilmesi idari yoldan veya dava yoluyla düzeltilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde sağ ise kendisinin ölü ise mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davada yer almasının sağlanması suretiyle taraf teşkili tamamlanmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden eksik taraf teşkiliyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 29.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.