14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3740 Karar No: 2016/9868 Karar Tarihi: 29.11.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/3740 Esas 2016/9868 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/3740 E. , 2016/9868 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.05.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.01.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ile davalı Hazine temsilcisi temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu parsellerde kayden paydaş olan ...’un dosya kapsamından ölü mü sağ mı, ölü ise mirasçılarının kimler olduğu anlaşılamamaktadır. Her ne kadar davacı tarafından mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle dava açılmış ise de bu dava sonucunda ... hakkında karar verildiği görülmektedir. O halde öncelikle tapu kayıt maliki...’un ölmüş olup olmadığı ve ölmüş ise mirasçılarının tespiti ile davada yer almalarının gerektiği açıktır. Adı geçen bulunamıyor ise kayyım tayini suretiyle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi gerekir. Diğer taraftan eğer tapu kaydındaki ismi ile nüfus kaydındaki isim arasında farklılık mevcutsa bu durumda tapu kaydının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi gerektiği tartışmasızdır. Yine, tapu maliklerinden ... kızı ...’nın tapu kaydında soyadının yer almadığı görülmüş, adı geçenin bir kısım davalıların murisi ... ile aynı kişi olup olmadığı anlaşılamamıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup hakim re"sen her aşamada dikkate almalıdır. Mahkemece, tapu maliklerinden ... kızı ..’nın, bir kısım davalıların murisi... ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi aynı kişi olması halinde tapuda isim tashihi için süre verilmesi aksi halde sağ ise kendisinin, ölü ise mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, kim olduğunun belirlenememesi halinde ise de 3561 sayı yasaya göre kendilerine mal memurunun kayyım tayini için davacı vekiline yetki ve süre verilmesi gerekir. Ayrıca; dahili davalılardan ... ile ...’ın da vefat ettiği anlaşıldığından ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilmelerinin sağlanması gerekir. Mahkemece yukarıda belirtilen eksikliklere rağmen yargılamaya devam edilerek taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.