3. Hukuk Dairesi 2021/3687 E. , 2021/9279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında 16/04/2010 tarihli rödovans sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin 5. maddesinde yıllık ruhsat harçlarını rödovansçının ödeyeceğinin kararlaştırıldığının ancak harçların ödenmemesi üzerine ruhsatının iptal edildiğini, bundan sonra sözkonusu yere ilişkin maden ruhsatının davalı şirket yetkilisi adına düzenlendiğini, 29/10/2013 tarihli ihtara rağmen ruhsatın tam değerine ilişkin zararın giderilmediğini davalının haksız ve kötüniyetli olarak ruhsatın hükümden düşmesine neden olduğu ileri sürerek; zararına karşılık olmak üzere şimdilik 50.000TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; ruhsatın iptal edilme nedeninin, işletme süresi sonuna kadar işletme ruhsat talebinde bulunulmaması olduğunu, kusurlu hareket etmediklerini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacı adına maden arama ruhsatının üç yıllık arama süresinin bitimine 5,5 ay kala, 16/04/2010 tarihinde dava konusu olan rödovans sözleşmesinin düzenlendiği, 5,5 aylık sözleşme süresi içinde Maden Kanunu gereğince cevherin bulunmasına yönelik sondaj, yarma vb. teknolojilerin kullanarak arama faaliyetlerinin yapılması, sahadan gerekli ve yeterli miktarda numune alınarak analizinin yaptırılıp üretime geçebilmesi için gerekli işletme projesi ile birlikte işletme ruhsatı için müracaatta bulunması gerektiği, bu sürenin işletme ruhsatı almak için objektif olarak mümkün olmadığının kabulü gerektiği, davalının sözleşmeye aykırı fiili ile davacının zararı arasında illiyet bağından söz edilemeyeceği; bir an için davalının kusurlu olduğu kabul edilse bile, zararın varlığını ve miktarını ispat külfetinin davacıya ait olduğu, ancak alınan iki bilirkişi heyeti raporuna göre de, prospeksiyon, jeolojik ve jeofizik etütler, kuyu, yarma, galeri, sondaj gibi çalışmaların olmayışı nedeniyle rezerv ve maden değer tespiti yapılamadığı, zararın varlığı ile tutarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçeiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; istinaf aşamasında davacının ölmesi üzerine hüküm, davacının mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı adına olan rodövans ruhsatının, davalının kusurlu davranışları sonucunda iptal edilmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay"ın istikrar kazanan uygulamasına göre, rödovans sözleşmesinin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklarda sözleşme hükümleriyle 3213 sayılı Maden Kanunun ilgili hükümleri ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümlerin bünyesine uygun düştüğü ölçüde uygulanacağı kabul edilmektedir.
Davacı ile davalı şirket arasında 16/04/2010 imza tarihli rödovans sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup, sözleşmenin şartları başlıklı 5/a maddesinde; “Bu sözleşme ile rodövansçı firma gerekli arama çalışmalarını (sondaj, yarma vs.) yapacak, rezervinin uygun, ekonomik olması durumunda işletme aşamasına geçirilecek ve sahada işletme faaliyetinin gerçekleştirilebilmesi için ilgili kurumlardan izinleri alacaktır. ... yukarıda yer alan koordinatlar içerisinde sözleşme süresince ilgili kurumlardan izin aldıktan sonra arama, cevher üretimi, hafriyat, zenginleştirme tesisleri, pasa döküm alanı ve cevher stok alanı faaliyetleri ve işletmenin gereği olan her türlü tesisin kurulması, maden üretimi, işlenmesi ve satma hakkına sahiptir.”, 5/j bendinde; “ ... firma ruhsat sahası ile ilgili olarak Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ruhsat hukukunun başlama tarihinden itibaren ikinci yılın sonuna kadar istenen ve yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış arama faaliyet raporunu, …..vermeyi kabul ve taahhüt eder.”, 5/k bendinde; “ Rodövansçı firma, piyasaya satmaya başladığı madenle ilgili olarak Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde maden gruplarına göre oranları belirtilen devlet hakkı bedellerini gerekli mercilere her yıl haziran ayı sonuna kadar ve ruhsat sahibinin ödemek zorunda olduğu yıllık ruhsat harçlarını rodövans süresince ödeyecek ve ödediğine ilişkin belgeleri ödediği günden itibaren 10 gün içinde ruhsat sahibine ibraz edecektir.”, ruhsatın devamı ve sorumluluk başlıklı 7. maddesinde; “ Taraflar ruhsatın devamını tehlikeye düşürecek eylemlerde bulunmayacaklardır. ... firmanın kusuru sonucunda, ruhsat teminatının irat olması veya ruhsatın düşmesi halinde rodövansçı firma ruhsat sahibinin uğrayacağı zararları karşılamayı kabul ve taahhüt eder.” hükümleri kararlaştırılmış olup, tarafların özgür iradesi ile kararlaştırdıkları bu şartlar geçerli olup, tarafları bağlar.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından dosyaya ibraz edilen 10/06/2014 tarihli belgede; söz konusu ruhsatın 26/09/2007 tarihinden 27/09/2010 tarihine kadar geçerli arama ruhsatı olduğu, bu dönemde sahada üretime yönelik herhangi bir faaliyet olmadığı, arama ruhsat süresi sonuna kadar işletme ruhsatı talebinde bulunulmadığından ruhsatın 06/10/2010 tarih ve 349 sayılı Makam oluru ile iptal edildiği belirtilmiştir. Somut olayın değerlendirilmesi bakımından, dosyaya kazandırılan 15/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; “ Sözleşmenin yürürlükte kaldığı yaklaşık 5,5 aylık sürede işletme ruhsatı almak için davalının hiçbir faaliyette bulunmaması nedeniyle ilk bakışta dava konusu ruhsat iptalinin davalının kusurundan kaynaklandığı, ruhsat iptali nedeniyle davalının sorumlu tutulabileceği, ancak sözü edilen 5,5 aylık sürede işletme ruhsatı almak objektif olarak zaten mümkün olamayacak ise davalının sözleşmeye aykırı fiili ile davacının zararı arasında illiyet bağından ve sorumluluğundan söz edilemeyeceği,” bildirilmiş, ilk derece mahkemesince de 5,5 aylık sürenin işletme ruhsatı alınması bakımından objektif olarak yeterli olmadığı yönünde gerekçe oluşturulmuş ise de; sözleşmeye bağlılık (Ahde vefa) ilkesi uyarınca sözleşmenin tarafları bağladığı, davalının sözleşme ile yukarıda değinilen sorumlulukları üstlendiği, öte yandan tacir olan ve basiretli davranmak durumunda bulunan davalının dava konusu sahanın durumunu bildiği gözetilerek ruhsatın iptaline neden olduğu kabul edilmelidir.O halde ilk derece mahkemesince, eldeki uyuşmazlıkta; davalının işletme ruhsatının iptalinde kusurlu olduğu gözetilerek, ruhsatın iptali halinde davalı tarafından ödenecek bedelin ne olacağının belirlenmesi bakımından yerleşmiş uygulama ve bulunup bulunmadığı araştırılıp tespit edilmeli, tüm deliller tam ve sağlıklı olarak toplanmalı, maden mevzuatında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden tarafların iddia ve savunmalarını karşılayıcı şekilde inceleme yaptırılarak, davacının bir zararının olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan 59,30 TL temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.