10. Hukuk Dairesi 2017/2268 E. , 2018/9170 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında........ sigortalılık süresinin ve yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti ile Kuruma borçlu olunmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında "...Mahkemece, öncelikle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31. maddesi kapsamında davacıya istemi açıklatılarak taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan dönem tereddütsüz belirlenmeli, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, ihtilaf konusu dönemde yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca sigortalılık şartları irdelenmeli, bu bağlamda, anılan düzenlemelerde açıkça değinildiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgusunun varlığının zorunlu ve asli unsur olup, vergi dairesine, meslek kuruluşuna ve ....kayıtlı olmanın; anılan çalışmayı doğrulayan bir şekil şartından ibaret olduğu cihetle aksinin kanıtlanmasının olanaklı olduğu, diğer bir anlatımla, bu gibilerin mesleki faaliyetlerine son verdiklerinin kanıtlanması halinde, artık somut bir çalışmaya dayanmayan, soyut ve sadece evrak üzerindeki ......kaydına itibar edilerek kişiyi sigortalı saymanın, Kanunun amacına aykırı olacağı hususları gözetilerek, davacı yönünden kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın gerçekleşip gerçekleşmediği usulünce araştırılmalı ve tüm kanıtlar değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği " belirtilmiştir.
10.05.1993 - 02.12.1993, 22.12.1993 - 31.12.1993, 14.07.1994 - 20.01.1995, 02.08.1995 - 29.12.1995, 15.03.1997 - 31.12.1997, 03.07.1998 - 02.10.1998 07.07.1999 - 31.12.2001, 30.04.2002 - 31.12.2003, 02.09.2004 - 10.01.2005, 29.07.2005 - 31.12.2006 16.4.2007 -11.05.2007 tarihleri arasında ve 22.6.2009-devam şeklinde vergi kaydı, 12.05.1993-21.01.2004 tarihleri arasında ve 23.09.2004-devam şeklinde oda kaydı, 15.04.1990-14.04.1991 tarihleri arasında 5434 sayılı Kanun kapsamında 360 gün hizmet süresi ve 90 gün fiili hizmet zammı süresi, 16.04.1985-30.10.1989 ve 01.09.1991 - 15.12.1992 tarihleri arasında toplam 1680 gün .... sigortalılığı bulunan ve Kurumca 10.05.1993 - 21.01.2004, 02.09.2004 - 10.01.2005, 29.07.2005 - 31.12.2006, 16.04.2007 - 11.05.2007 ve 22.06.2009 - 29.04.2013 tarihleri arasında zorunlu......sigortalısı kabul edilen davacının 29.04.2013 tarihli tahsis başvurusunun Kurumca, 966 gün eksik olduğundan 9000 gün hizmet süresini doldurmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine iş bu dava açıldığı, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde bozma gereği yerine getirilmeksizin isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı........maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25 maddeleridir.
1-1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, ilamında hüküm kısmında kabule konu sigortalılık sürelerini de gösterir şekilde infaza uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde infazında tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
2- Davalı Kurumdan davacının ödediği prim ödemeleri celp edilerek iadeye konu prim ödemelerinin belirlenmesi gerekir.
3- Önceki bozma gereğince ihtilaf konusu dönemde yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca sigortalılık şartları irdelenmeli, bu bağlamda, anılan düzenlemelerde açıkça değinildiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgusunun varlığının zorunlu ve asli unsur olup, vergi dairesine, meslek kuruluşuna ve......kayıtlı olmanın; anılan çalışmayı doğrulayan bir şekil şartından ibaret olduğu cihetle aksinin kanıtlanmasının olanaklı olduğu, diğer bir anlatımla, bu gibilerin mesleki faaliyetlerine son verdiklerinin kanıtlanması halinde, artık somut bir çalışmaya dayanmayan, soyut ve sadece evrak üzerindeki .....kaydına itibar edilerek kişiyi sigortalı saymanın, Kanunun amacına aykırı olacağı hususları gözetilerek, davacı yönünden kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın gerçekleşip gerçekleşmediği usulünce araştırılmalı ve tüm kanıtlar değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 08.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
........