21. Hukuk Dairesi 2015/13964 E. , 2015/17068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aralık Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2015
NUMARASI : 2014/66-2015/25
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.02.2008 tarihi ile dava tarihi arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı işyerinde 01.02.2008 - 04.08.2008 tarihleri arasında Kuruma bildirilmeyen 156 gün olan hizmetlerinin tespitine karar verilmiştir.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.,) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde Yargıtay"ın temyiz eden tarafın yararına olarak verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme artık, temyiz eden tarafın önceki bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir.
Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
Somut olayda; Mahkeme tarafından, 20.09.2012 tarih, 2008/88 E. - 2012/67 K. sayılı karar ile, “davanın kabulü ile; davacının davalı işyerinde 01.05.2007 – 31.05.2007 tarihleri arasında 25 gün, 01.01.2008 – 22.04.2008 tarihleri arasında 87 gün olmak üzere toplam 112 gün çalıştığının tespitine” hükmedilmiştir. Karar davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemiz tarafından 08.04.2014 tarihinde, 2013/6676 E. - 2014/7187 K. sayılı ilam ile, “eksik araştırma ile karar verildiği ve davacının 2007 yılındaki çalışmaları ile ilgili bir talebi olmamasına rağmen talep aşılarak 2007 yılındaki çalışmaları ile ilgili de hüküm kurulmasının hatalı olduğu” belirtilmiş ve yapılması gereken işlemler gösterilerek hüküm bozulmuştur.
Bozmadan önceki Mahkeme kararında, davacının davalı işyerinde 01.05.2007 – 31.05.2007 tarihleri arasında 25 gün, 01.01.2008 – 22.04.2008 tarihleri arasında 87 gün olmak üzere toplam 112 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından temyiz edilmemiş olması karşısında davalılar yararına "usulü kazanılmış hak" doğmuştur. Yine Dairemizce kararı temyiz etmeyen davacı yararına karar bozulmamış, "aleyhe bozma yasağı" gözetilerek davalılar yararına bozulmuş ve bozma kararında da "davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır" ibaresi açıkça yazılmıştır.
O halde Mahkemece bozma kararına uyulmuş olması nedeniyle davalıların daha aleyhine olan bir hüküm kurulmaması gerekmektedir.
Buna rağmen yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; toplanan delillere göre, usulü kazanılmış hak ilkesini de gözeterek, davalılar yönünden Mahkemenin 20.09.2012 tarih, 2008/88 E. - 2012/67 K. sayılı kararı ile hüküm altına alınan tespitten daha aleyhe olmayacak şekilde, Dairemizin 08.04.2014 tarih, 2013/6676 E. - 2014/7187 K. sayılı ilamında belirtilen açıklamalar doğrultusunda yeniden hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.