19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/6080 Karar No: 2015/14334 Karar Tarihi: 09.11.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/6080 Esas 2015/14334 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka, davalı kefilin borçlu tarafından çekilmediği iddia edilen kredi borcundan sorumlu olduğunu iddia ederek dava açmıştır. Ancak davalı kefil, imzanın sahte olduğunu ve asıl borçlunun kredi çekmediğini belirtmiştir. Mahkeme, asıl borçlunun borcunu ödemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak davalı kefilin sahte imza iddiası ve mahkemenin eksik inceleme yapması nedeniyle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu.
19. Hukuk Dairesi 2015/6080 E. , 2015/14334 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davacıdan alacağı nedeniyle davalı aleyhine... İcra Müdürlüğü"nün 2012/34 Esas sayılı dosyasında takip yaptıklarını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, borcun kaynağının davalının kefili bulunduğu kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, hesabın banka tarafından kat edildiğini ve ihtarnameye itiraz edilmediğini, borcun kesinleştiğini ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptaline, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının kredi bedelinin borçlu tarafından çekilmediğini iddia etmesi üzerine söz konusu def’inin kefil tarafından ileri sürülebileceği kabul edilmiş, Asliye Ceza Mahkemesinde davaya konu kredi sözleşmesinin borçluya ödendiğine ilişkin tediye fişi altındaki imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda yapılan imza incelemesi neticesinde imzanın borçluya ait olmadığının tespit edildiği, imza incelemesine ilişkin rapor mahkemece esas kabul edilerek söz konusu kredi borcundan dolayı borçlunun ve kefilin sorumlu olabilmesi için kredi bedelinin borçluya ödendiğinin davacı banka tarafından ispat edilmesi gerektiği, bu hususta ödemenin borçluya yapılmadığının imza incelemesi ile tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı banka, davalı kefilin asıl borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle alacağın tahsili için takip yaptığını ileri sürmüş ise de davalı kefil, asıl borçlunun kredi kullanmadığını ve bankaca düzenlenen dekontlardaki imzanın sahte olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece davacı bankanın katılan olarak da taraf olmadığı, ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/39 Esas, 2011/190 sayılı kararında kredi borçlusu ...’a ait olan dekonttaki imzanın sahte olduğunu belirleyen rapora göre davanın reddine karar verilmiş ise de; anılan ceza dosyasında bankanın herhangi bir sıfatı bulunmadığından, taraf olmadığından, bu dosyada elde edilen delil, banka yönünden kesin delil olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, asıl borçluya bankaca ödeme yapıldığına ilişkin düzenlenen belgeler üzerinde davalının savunması doğrultusunda usulüne uygun bir inceleme ve araştırma yapılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.