12. Ceza Dairesi 2016/11482 E. , 2018/6836 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK’nın 231. maddesi gereğince açıklanan; TCK’nın 85/2, 62, 53/6, 63 maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Taksirle öldürme suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 85/2,62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Cizre Asliye Ceza Mahkemesi"nin 08.02.2011 tarihli ve 2010/202 esas, 2011/48 sayılı kararını müteakip sanığın deneme süresi içerisinde 03.05.2011 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediği ve Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği ve hükmün 26.01.2010 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2014 tarihli ve 2014/185 esas, 2014/238 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;
5271 sayılı Kanununun 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş olup, bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki şarttan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece, uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere önceki hükümde bir değişiklik yapılmayacağından, yeniden kurulan hükümde önceden verilen hükmün infazını sağlamaya yöneliktir. Yeniden hüküm verilmesi ise yalnızca sanığın “kendisine yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilememesi" halinde mümkündür. Bu şart gerçekleştiğinde, sanığa yeni bir imkan sağlamayı düşünen yasa koyucu, yükümlülüğün yerine getirilememesi haline münhasır olarak mahkemeye, sanığın durumunun değerlendirilmesi suretiyle, cezanın kısmen infazına yada önceki hükümde yasal zorunluluk nedeniyle tartışılamayan erteleme veya seçenek yaptırımlara çevirme kurumlarının değerlendirilmesi suretiyle yeniden hüküm kurması imkanını sağlamıştır. Bu son halde dahi mahkeme, sübut ve nitelendirmenin değiştirilmesi veya önceki uygulamadan dönme yönünden bir imkana sahip olmamakta, yalnızca önceki hükmün varlığı kabul edilerek, belirli bir kısmının infaz edilmemesi ya da önceki hükümde değerlendirilemeyen TCK’nın 50. veya 51. maddelerinin uygulanması yetkisine sahip olabilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması sırasında TCK"nın 50. ve 51. maddelerinin uygulanma imkanı bulunmadığından bu hususta bozma öneren tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin herhangi bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 18/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.