22. Hukuk Dairesi 2017/2 E. , 2017/1860 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 02.03.2004 tarihinden itibaren davalı iş yerinde çalıştığını, müvekkiline davalı işverenlikce verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi sebebiyle müvekkilinin 11.04.2012 tarihinde haklı sebeplerle iş sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile başarı ikramiyesi, yıllık izin, fazla mesai ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının 11.04.2012 tarihinde kendi isteği ile işten ayrıldığını, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ile barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun - 2007/14-778 esas, 2007/611 karar 9. Hukuk Dairesinin 01.04.2008 tarihli ve 2007/38353 esas, 2008/7142 karar sayılı ilamı)
Somut olayda, Mahkemece bozma konusunun kıdem ve ihbar tazminatı yönüyle sınırlı olduğu, diğer alacak ve tazminat kalemlerine ilişkin hükümlerin bozma konusu dışında bırakıldığı gerekçesi ile dava konusu fazla mesai, yıllık ücretli izin, ücret ve ikramiye alacakları hakkında hüküm oluşturulmamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarihli ve 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Kanun"un 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma nedeni yapılmayan alacak kalemleri hakkında hüküm oluşturulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.