21. Hukuk Dairesi 2014/16028 E. , 2015/17064 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2014
NUMARASI : 2012/508-2014/326
Davacı, kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, davalı Kuruma ödenen paranın faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacıya 01.09.2010 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile kesilen maaşın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ve bu iptal sebebi ile davacıdan Kurumca tahsil edilen paraların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının yaşlılık aylığının kesilmesi işlemi hukuka aykırı olmakla; yaşlılık aylığının kesildiği 01.09.2010 tarihinden itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ile; davacıdan tahsil edilen 9.394,00 TL’nin 15.07.2011 tarihinden itibaren, 746,00 TL’nin 19.07.2011 tarihinden itibaren, 11.700,00 TL’nin 05.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 01.08.1964 doğumlu olan davacıya 02.08.2010 tarihli tahsis talebi üzerine 01.09.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak aylık bağlandıktan sonra davacının bir kısım çalışmalarının fiili olmadığı gerekçesi ile iptal edildiği ve davacının aylığının bağlandığı tarih itibari ile kesildiği ve yersiz ödemeden dolayı 9.388,20 TL borç çıkarıldığı, davacının söz konusu borcu davalı Kuruma 15.07.2011 tarihinde 9.394,00 TL ve 19.07.2011 tarihinde 746,00 TL olarak ödediği, davacının 506 sayılı Kanun kapsamındaki aylığını iptal eden Kurumun davacıya 32 aylık Bağ-Kur sigortalılığından dolayı 11.700,00 TL prim borcu çıkardığı, davacının bu prim borcunu 05.09.2011 tarihinde ödediği, davacının 01.12.1981 – 2004/1. dönem arasında 5.358 gün uyuşmazlık konusu olmayan 506 sayılı Kanun kapsamında çalışmasının olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının ayılığını iptal ederek 01.09.2010 tarihinden itibaren ödenen aylıkları yersiz ödeme olduğu gerekçesi ile borç çıkaran ve iptal edilen dönemde davacıyı Bağ-Kur sigortalı kabul ederek prim borcu çıkaran Kurum işleminin yerinde olup olmadığı ve davacının iptal edilen sigortalılık süresinden sonra tartışmalı olmayan 5.358 gün 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süresine göre yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
Somut olayda; 01.12.1981 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başlayan davacı 18 yaşını 01.08.1982 tarihinde tamamlamıştır. Buna göre 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi uyarınca davacının sigorta başlangıç tarihi 01.08.1982 tarihidir. (Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinin sadece 506 sayılı Kanunun 60. maddesi uyarınca aylık bağlanacağı hallerde uygulanacağı, davacıya 506 sayılı Kanunun geçici 81/B maddesi uyarınca aylık bağlanması halinde sigorta başlangıcının 18 yaşından önce işe başladığı 01.12.1981 tarihi olması gerektiği belirtilerek hesaplama yapılmış ise de; 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin aynı Kanunun 60. maddenin tamamlayıcısı niteliğinde olması ve sadece kademeli bir şekilde yaş ile ilgili düzenlemeler getirmesi, 60. maddedeki yaş ile ilgili olanlar dışındaki düzenlemelerin geçici 81. madde içinde uygulanmaya devam edilmesinin gerekmesi karşısında bu yorum doğru bulunmamıştır.) 01.08.1982 sigorta başlangıç tarihine göre davacının 23.05.2002 tarihine kadar 19 yıl 9 ay 22 gün sigortalılık süresinin olduğu, bu sigortalılık süresine göre davacının 506 sayılı Kanunun 4759 sayılı Kanun ile değişik geçici 81/B-d maddesi uyarınca 25 yıl sigortalılık süresi ile 47 yaşını tamamlaması ve en az 5150 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödemiş olması şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabileceği anlaşılmaktadır.
01.08.1964 doğumlu olan davacının, 02.08.2010 tahsis talebi tarihinde 28 yıl sigortalılık süresinin olduğu, 01.12.1981 tarihi ile 2004/1. dönem arasında 506 sayılı Yasa kapsamında toplam 5358 gün ihtilafsız sigortalılık süresinin bulunduğu, ancak 47 yaşını 01.08.2011 tarihinde tamamladığı, buna göre yaşlılık aylığı şartlarının 01.08.2011 tarihinde tamamlandığı, bu tarihi takip eden 01.09.2011 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği anlaşılmıştır.
Buna göre davacıya 01.09.2011 tarihinden itibaren 5.348 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği anlaşılmasına rağmen, davacıya 01.09.2010 tarihinden itibaren 7.578 gün sigortalılık süresine göre bağlanan aylığı iptal eden Kurum işleminin tümden iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının 01.09.2011 tarihinde ihtilafsız olan 506 sayılı Kanun kapsamındaki 5358 gün sigortalılık süresine göre yaşlılık aylığına hak kazanacağını kabul ederek, bu sigortalılık süresine göre davacının 01.09.2011 tarihinden itibaren alacağı aylıkları Kurumdan sormak, ondan sonra bu tarihten önceki aylıklar ile bu sigortalılık süresine göre 01.09.2011 tarihinden sonra fazla ödenen aylıkların yersiz olduğunu kabul ederek bu yönden davanın reddine, diğer yönlerden davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurularak istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.,
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.