10. Hukuk Dairesi 2016/8149 E. , 2018/9140 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı 05.10.2012 tarihinde açmış olduğu dava ile 27.06.2009-28.09.2009 tarihleri arasında ... Spor Kulübü Derneği’nin yönetim kurulu üyesi olmadığından ve kulübün 27.06.2009-28.09.2009 dönemine ilişkin prim borçlarından sorumlu olmadığının tespitini istediği, 16.05.2011 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde Kocaeli Spor Klübü Derneği aleyhine açmış olduğu davada ise 27.06.2009-28.09.2009 tarihleri arasında Kocaeli Spor Klübü Dernek üyesi olmadığının tespitini istediği ve bu davada verilen kabul kararının 13.07.20105 tarihinde kesinleşmesi ile, menfi tespit davasında bu hükme dayanılarak davacının yönetim kurulu üyesi olmadığından hareketle prim borçlarından sorumlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmekle, Spor Kulübü Derneği prim borçlarından sorumluluğun temsil ve ilzam yetksine dayanmış olduğundan mahkemenin kararı eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalıdır.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanunun 80., bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88., 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80. maddesi; "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş; 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi de bir kısım farklar dışında anılan maddeye benzer düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü getirmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Kurumun prim alacağına ilişkin olarak işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca belirtmiştir.
Yapılan açıklamalara göre özel hüküm olması nedeniyle somut olayda uygulanması gereken 5510 sayılı Kanunun 88. maddesine göre ticaret şirketlerinden farklı olarak, sorumluluğun söz konusu olması için gereken; iptali istenen ödeme emrinin içeriğini teşkil eden 27.06.2009-28.08.2009 aylarına ilişkin prim borcu yönünden davacının, asıl borçlu Koceli Spor Kulübünde temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca, davacının, dava konusu dönemde Kocaeli Spor Kulübünde temsil ve ilzam yetkisi olup olmadığı Spor Kulübünün kayıtları üzerinden yöntemince, kuşku ve duraksamaya yer kalmayacak şekilde araştırılıp sonucuna göre davacının borçtan sorumluluğu konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.