16. Hukuk Dairesi 2016/81 E. , 2016/538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., kadastro çalışmaları sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ve haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün adına tescili için kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 24.02.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 276,75 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 3,61 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 86,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, 1989 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır. Davacı ..., davaya konu taşınmaz bölümünün TMK 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince adına tescili istemi ile dava açmıştır. Böyle bir yerin iktisap edilebilmesi için kadim yol olmadığının belirlenmesi ve davacının 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi uyarınca kazanmayı sağlayacak süre ile malik sıfatıyla zilyet olunduğunun kanıtlanması zorunludur. Mahkemece; zilyetlikle edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ...; davacının adına tescilini talep ettiği taşınmaz bölümünün yol olmadığını, önceden taşınmazın üzerinde samanlık olduğunu, davacının taşınmaz bölümünü 20 yıldır kullandığını beyan etmiştir. Davacı tanıkları ..... ise, dava konusu bölüm üzerinde önceden samanlık olduğunu, davacının 1996 yılında taşınmaza ev yapıp o tarihten bu yana taşınmazı kullandığını beyan etmiş olmasına rağmen Mahkemece taşınmaz bölümünün köylünün kullanımında olan kadim yol olup olmadığı, davacının taşınmaz üzerinde 1996 yılından önce zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, zilyetliği varsa başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgi alınmadığı gibi taşınmaz bölümünün niteliğinin belirlenmesi için keşifte uzman ziraat bilirkişisi refakate alınarak rapor aldırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece öncelikle karar tarihinden sonra 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu .... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olduğu göz önüne alınarak yasal hasım niteliğinde bulunan taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesi davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra mahallinde 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu, uzman ziraat bilirkişisi, teknik bilirkişi ve taraf tanıkları aracılığı ile keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, ilk kez hangi tarihte, kim tarafından ve ne olarak kullanılmaya başlandığı, davacının 1996 yılından önce taşınmazda zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, taşınmazın yol olup olmadığı, yol olarak kullanılıyorsa bu kullanımın kadimden bu yana devam edip etmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzman ziraat bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davacının adına tesciline karar verilen ve hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 3,61 metrekarelik taşınmaz bölümünün 2503 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı anlaşılmaktadır. 2503 parsel sayılı taşınmaz malikleri hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir tapu iptali ve tescili davası bulunmadığına göre Mahkemece mükerrer tapu kaydı oluşturacak şekilde 2503 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.