20. Hukuk Dairesi 2015/3035 E. , 2016/70 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 09/10/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile, ... ili, ... ilçesi, ... Köyünde 1/15 hisse ile malik bulunduğu, 117 ada 1 (eski 93) parsel sayılı taşınmazın kısmen orman sınırları içinde, kısmen de 2/B alanında bırakıldığını, bu çalışmanın 09.09.2013 tarihinde ilân edildiğini bildirerek sınırlamanın iptaline ve taşınmazın orman olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve 2/B çalışmasına itiraza ilişkindir.
Yörede 1971 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışması, 2005 yılında 2859 sayılı Kanuna göre yapılan pafta yenileme çalışması, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanuna göre yapılan makiye ayırma işlemi, 09.09.2013 tarihinde ilân edilen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi kurulu raporuna göre çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün 1948 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu, 2013 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulamasında da baştan beri olduğu gibi orman sınırı içinde bırakıldığı, bu bölümle ilgili yeni bir orman sınırı içine alma işleminin bulunmadığı, 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B Madde Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 44. ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 15.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 43 ve devamı maddelerine göre, aplikasyon işleminin davacıya yeni dava hakkı vermeyeceği, ilk orman kadastrosuna itiraz için hakdüşürücü sürenin çoktan geçtiği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine "3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara müştereken verilmesine" cümlesi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.