Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13083
Karar No: 2015/17058
Karar Tarihi: 28.09.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/13083 Esas 2015/17058 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/10/1986 olduğunun tespit edilmesini istemiş ve Mahkeme isteği kabul etmiştir. Ancak, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları sonucunda yapılan inceleme ve araştırma yetersiz olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. 506 sayılı Yasa'nın 108.maddesinde belirtildiği üzere, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir. Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı ve işverenin kabul beyanı yeterli değildir, aynı zamanda eylemli olarak çalışma da gerekir. Bu nedenle, bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir. Bu kararın temel kanun maddeleri, 506 sayılı Yasa'nın 108, 2 ve 6. maddeleri ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/a ve 7/a maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi         2015/13083 E.  ,  2015/17058 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 18/12/2014
    NUMARASI : 2012/539-2014/736

    Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/10/1986 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R



    Dava, davacının ilk olarak hizmette bulunduğu tarih olan 01/10/1986 tarihinin sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanaklarından 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanun"a tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir" hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı ve işverenin kabul beyanı tek başlarına yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, N.. H.. ünvanlı işyerince düzenlenen 01/10/1986 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin 08/10/1986 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 28/05/1990 tarihinden itibaren dava dışı işyerlerinde geçen hizmetlerinin Kurum"a bildirilmiş olduğu, N.. H.. ünvanlı işyerinin 14/03/1985-06/03/1990 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamına alınmış olduğu, Belediye Başkanlığı"ndan getirtilen davalı işyeri adresindeki parsel imar işlem dosyasında yapılan incelemede, 1 bodrum kat+zemin kat+ 5 normal katlı bak.konut +dükkan inşaatı için 12/11/1986 tarih 986/5346 sayı ile N...E... A...T.. E...G..T..A.. U... adına yapı ruhsatı, 14/12/1989 tarih 88/3660 sayı ile de V..A.. adına yapı kullanma (iskan) belgesi düzenlenmiş olan yere ayrıca 17/01/2000 tarih 1/7 sayı ile Demir Apt. Yönetimi adına takviye onarım güçlendirme için ruhsatının verilmiş olduğu, işe giriş bildirgesi üzerinde yapılan grafolojik inceleme neticesi “fotoğrafın davacıya ait olduğu ancak bildirge üzerinde atılı imzanın davacıya ait olduğu hususunda herhangi bir bağ kurulamadığı”nın belirtildiği, duruşmada davacı tanığının dinlendiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, Mahkemece davacı isteminin yukarıda belirtildiği şekilde karar altına alındığı anlaşılmakla, davacı ile birlikte çalıştığını iddia eden davacı tanığına ait hizmet cetvelinin getirtilmeden, tanığın uyuşmazlık konusu dönem işyeri sigortalı çalışanı olup olmadığının belirlenmeksizin sonuca gidildiği ortadadır.
    Yapılacak iş; davacı ile birlikte çalıştığını iddia eden davacı tanığına ait hizmet cetvelini getirtmek, dinlenen tanığın davalı işyerinin uyuşmazlık konusu dönemi çalışanı olmadığının anlaşılması halinde işyerine ait uyuşmazlık konusu dönem bordrosunun getirtilerek dönem bordrosunda adı geçen sigortalı çalışanlar ile yapı ruhsatında adı geçen şahısların tanık olarak re"sen belirlenerek yöntemince beyanlarını almak, gerektiğinde zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinin işverenleriyle, bu işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı işverenler ile komşu işyeri çalışanlarının; aynı konuda tanıklıklarına başvurmak, davacıya verilen sigorta sicilinin hangi serilerden olduğunu Kurum"dan sormak ve davacının yapmış olduğu işin niteliğinin sürekli çalışmayı gerektirmediğini de göz önünde bulundurarak toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi