1. Hukuk Dairesi 2015/18467 E. , 2016/1168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT
Taraflar arasında görülen menfi tespit davası sonunda, yerel mahkemece menfi tespit talebinin kabulüne, tazminat isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, menfi tespit isteğine ilişkindir.
Davacı, ... İcra Müdürlüğü"nün 2009/208 Esas sayılı dosyasından, davalının hakkında yaptığı icra takibini, 06.05.2013 günlü dilekçe ile yenilemesi sebebi ile 2013/149 Esas numarası üzerinden borcun ödenmesi konusunda yenileme ihtarı gönderildiğini, oysa ki takibe konu borcu haricen ödediğini ve bu konuda 03.09.2009 tarihli belge düzenlendiğini, buna rağmen kötüniyetli olarak takibe devam edildiğini ileri sürerek, İcra İflas Kanunu"nun 72/3. maddesi gözetilerek anılan takip sebebi ile borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına ve %20"den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişmeye konu takibin ilama dayalı olup, iki ayrı taleple ilgili icra takibi yapıldığını, parasal alacakların ödendiği konusunda ihtilaf olmadığını, ancak takibi konu ilamdaki yıkım isteğinin yerine getirilmemiş olması sebebi ile bu nedenden dolayı takibin yenilendiğini, bu hususun yenileme dilekçesinde açıkça belirtildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, takibe konu borcu ödediği halde icra tehdidi altında bulunan davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesi ile menfi tespit talebinin kabulüne, tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden ve eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan; davalının davacı aleyhine açmış olduğu elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 03.04.2008 tarih ve 2006/114 Esas, 2008/61 sayılı kararı ile kabul edildiği ve kararın dereceattan geçmek suretiyle 16.03.2009 tarihinde kesinleştiği, davalının anılan ilama dayanarak davacı hakkında ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/149 Esas sayılı dosyasından 15.04.2009 tarihinde takibe geçtiği ve davacı borçluya elatma ve yıkım yönünden 2 örnek numaralı ""Menkul Teslimine veya Gayrimenkul Tahliye ve Teslimine Dair İcra Emri"" ile, ecrimisil, yargılama giderleri, harç, avukatlık ücreti vs. hususlarda
ise ""4-5 örnek numaralı icra emrinin"" tebliğ edildiği, daha sonra dosyada işlem yapılmayıp takipsiz bırakıldığı, davalının 06.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile; ""... Icra takip dosyası takip edilmediğinden dolayı düşmüş olduğundan, yıkım kararının yerine getirilmesi amacıyla dosyanın yeni esasa kaydedilerek yenilenmesine ve kaldığı yerden devamına karar verilerek borçlu ve vekiline yenileme emri tebliğ edilmesi"" talebinde bulunduğu, anılan dilekçeye istinaden, İcra Müdürü"nün düzenlemiş olduğu 07.05.2013 tarihli ""Karar Tensip Tutanağına; ""Yıkım kararının yerine getirilmesi amacıyla dosyanın yenilenmesinin talep edildiği görüldü"" yazılmak suretiyle yenileme dilekçesi ile yenileme emrinin davacı ve vekiline tebliğe çıkartılmasına karar verildiği, 26.06.2013 tarihinde de mahalline gidilerek ""Meni Müdahale Tutanağı"nın"" düzenlendiği ve yıkım kararının infazı konusunda yapılan masrafların da ödenmesi konusunda davacı vekiline 13.02.2014 tarihli muhtıranın 25.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
O halde, davalı tarafından takipsiz bırakılan icra dosyasının, ilama konu yıkım kararı yönünden sadece yenilendiği, yenilemeden önce icra emrine konu yapılan ve davalı alacaklı vekilinin imzaladığı 03.09.2009 tarihli belge içeriğine göre haricen ödendiği anlaşılan parasal alacaklarla ilgili takibin yenilenmesinin sözkonusu olmadığı açıktır. İcra dosyasından davacı vekiline gönderilen ve ödenmesi talep edilen 13.02.2014 tarihli muhtıraya konu toplam 249,20.-TL"nin de yıkım kararının yerine getirilmesinden kaynaklı masraf kalemlerine ilişkin olduğu da tartışmasızdır.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları ise belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.