Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6817 Esas 2016/2988 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6817
Karar No: 2016/2988
Karar Tarihi: 29.04.2016

Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6817 Esas 2016/2988 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, suça sürüklenen bir çocuğun başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak idari yaptırım kararlarına ilişkin tutanak ve idari yaptırım kararı düzenlemesini \"Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan\" suçu olarak tanımlanması gerektiğini belirtmiştir. Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 267/7 maddesi uygulanamayacağına dikkat çekilerek, sosyal inceleme raporu alınması gerektiği ancak alınmadığı için hükümde yanılgıya düşüldüğü vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 268. maddesi delaletiyle 267/7, 31/3. maddeleri anılmıştır.
16. Ceza Dairesi         2015/6817 E.  ,  2016/2988 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Çocuk Mahkemesi
    Suç : Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma
    Hüküm : TCK"nın 268. maddesi delaletiyle 267/7, 31/3.
    maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde öngörülen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, “Emre aykırı davranış” eylemi nedeniyle idari yaptırım uygulanması sırasında mağdur ..."a ait kimlik bilgilerini verip, adı geçen mağdur adına 5326 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca emre aykırı davranış fiili nedeniyle idari yaptırım kararlarına ilişkin tutanak ve idari yaptırım kararı düzenlenmesine neden olan ve hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını engellemek istediği bir suç bulunmayan suça sürüklenenin eyleminin, TCK"nın 206. maddesinde tanımlanan "Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a) Gerekçeli karar başlığında suç adının “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” yerine “iftira” olarak yazılması,
    b) Suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanan TCK"nın 267/7. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarih ve 2010/115 esas, 2011/154 sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, söz konusu kararın 17.03.2012 tarih ve 28236 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 17.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bu tarihe kadar yeni bir yasal düzenlemenin yapılmadığı dikkate alındığında, TCK"nın 267/7. maddesinin uygulama kabiliyetinin kalmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
    c) Suç tarihinde onbeş yaşını doldurup onsekiz yaşını tamamlamadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında, sosyal inceleme raporu alınmama gerekçesi, gerekçeli kararda gösterilmeyerek 5395 sayılı Kanunun 35/3. maddesine muhalefet edilmesi,
    Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 29.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.