13. Hukuk Dairesi 2016/16603 E. , 2019/285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile 03/11/2012 tarihinde Tellalık sözleşmesi imzaladıklarını, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmenin gereği olarak söz konusu yer gösterme belgesinde belirtilen ...inşaat 1747 sk no:10 K:4 Karşıyaka/İzmir adresinde mukim taşınmazı davalıya gösterdiğini ve satış işlerinin başlatılması hususunda aracılık işlemlerini yürüttüğünü, ancak davalının satın alma bedelinin %3+KDV"sini ödeme yükümlülüğü altına girmiş olmasına rağmen bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, İzmir 18 İcra Müdürlüğünün 2013/6063 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, söz konusu taşınmazın 26/04/2013 tarihinde davalının 1.derecede üst soy hısımı olan ...tarafından 330.000,00 TL"ye satın alındığını, takibin bu değer üzerinden hak edilen ücret hesaplanarak başlatıldığını, imzaya itirazın söz konusu olmadığını belirterek, itirazın iptali ile %20"den az olmamak üzere icra inkar tazimatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile taraflar arasında düzenlenen 03/11/2012 tarihli sözleşme gereğince taşınmaz satımı hususunda aracılık işlemlerini yürüttüğünü,ancak davalının kendisini devre dışı bırakarak taşınmazın davalının annesi tarafından malikinden satın alındığını ve komisyon ücretinin ödenmediğini ileri sürerek başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiş,davalı ise davacı tarafından kendisine yer gösterme belgesi adı altında boş bir evrak imzalattırıldığını, kendisini aldatarak dava konusu sözleşmeyi akdettiğini, davacı yanın her hangi bir aracılık işlemi yapmadığını savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın sahibi olarak dinlenen tanık beyanları da dikkate alınarak ‘...yer gösterme tutanağına göre ve altındaki imza inkar edilmediğinden dava konusu taşınmazın davacı tarafa gösterildiği kabul edilse bile, davacının, mal sahibi ile davalıyı bir araya getirmediği gibi sözleşmenin kurulmasına da aracılık etmediği, davacı tarafın dayandığı yer gösterme belgesinin 03/11/2012 tarihli olup sözleşmenin bağlayıcılığı açısından bir süre ihtiva etmediği, satışın uzun süre geçtikten sonra 26/04/2013 tarihinde gerçekleştiği, aradan geçen bu zaman dikkate alındığında sözleşmenin bağlayıcılığı için makul sürenin aşılmış olduğu, aksine kabulün iyiniyet kuralları ile çelişeceği, konutun mal sahibinin dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinde müteahhite düşen bağımsız bölümler için bizzat müteahhite verilen satış yetkisi kapsamında davalıya satıldığı, bu suretle davacının herhangi bir alacak hakkı doğmadığı ’gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacının dayandığı, davacı emlakçı ile davalı arasında imzalanan 03/11/2012 tarihli ‘Yer Gösterme Belgesi’ başlıklı sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 520.maddesindeki şartlara uygun geçerli bir tellallık sözleşmesidir. Sözleşme incelendiğinde; alıcının gördüğü gayrimenkulü şahsı, ortağı veya çalışanı olduğu şirket, şirketin ortak olduğu kuruluşlar ya da kan ve sıhri hısımları tarafından satın alındığı takdirde satış bedeli üzerinden %3 komisyon bedeli ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davalı tarafından söz konusu sözleşme altındaki imzaya itiraz edilmediğine göre taraflar arasındaki sözleşme geçerli olup, dava değeri itibarı ile somut olayda tanık da dinlenemez. Davacı tellal, davalıya taşınmazı göstermiş, davalı da davacı ile yaptığı sözleşmeyi ortadan kaldırmadan davacının gösterdiği taşınmaz annesi tarafından satın alınmış olduğuna göre, artık tellal üzerine düşen görevi yerine getirmiş ve ücret istemeye hak kazanmıştır. Tellallık sözleşmesinin geçerli olması için tellalın mal sahibi ile aralarında sözleşme bulunması da şart değildir. O halde, mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşme göz önünde bulundurularak hesaplanacak tellallık ücreti yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.