14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5446 Karar No: 2016/9740 Karar Tarihi: 24.11.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/5446 Esas 2016/9740 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/5446 E. , 2016/9740 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.11.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu payın davacı adına kayıtlı iken dava dışı ....’ya sattığı ve bu kişinin de aynı payı 1 Ay – 13 gün sonra davalıya sattığı, davacı tarafın önalım hakkı olduğunu ileri sürerek tapu iptali talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı müşterek mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda paydaşlardan birinin payını üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma hakkını veren yenilik doğuran bir haktır.(T.M.K’nun 732. maddesi) Taşınmaz mülkiyetinin kanundan doğan kısıtlamalarında olan önalım hakkı mülkiyet ilişkisinin kurulduğu anda vücut bulur. Payın satılması ile kullanılabilir hale gelir. Her pay satışından sonra bu hak yeniden doğduğundan payının tekrar satılması halinde paydaşların önalım hakkını kullanmalarına yasal bir engel bulunmamaktadır. Yargıtay’ın 27.03.1957 gün ve 12/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararındaki gerekçeye göre, kanuni önalım hakkının tanınmasında kanun koyucu şu amacı gütmüştür. Birbirini tanıyan paydaşlar arasına yabancı bir kimsenin girmesini önlemek, müşterek mülke konu gayrimenkulün daha küçük parçalara ayrılmasını engellemektir. Öte yandan Önalım hakkı mücerret satım akdi ile sınırlı tutulmuştur. Somut olayda, davacı dava konusu taşınmazda paydaş olup 97/600 payının bir kısmını üzerinde bırakarak 10000/96143 payını dava dışı ...’ya 05.09.2012 tarihinde 40.000.00 TL bedelle satmış ve ...."nın ise aynı payı (1 Ay–13 gün sonra) aynı bedelle 18.10.2012 tarihinde davalı ...’ye satması nedeniyle eldeki dava açılmıştır. Uyuşmazlık, kısmen pay satışı yapan davacının aynı payın üçüncü bir kişiye satılması nedeniyle önalım hakkını kullanmasının hakkın kötüye kullanıldığını gösterip göstermeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.02.1995, 1465/1605 sayılı emsal kararında belirtildiği üzere; Davacının önceden taşınmazda tek başına malik olması kanundan doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir. Olayımızda davacı taşınmazda paydaş olup kendi payından bir kısmını üçüncü kişiye satmasında yasal bir engel olmadığı gibi artık kendisine ait olmayan bu payın üçüncü bir kişiye satılması halinde önalım hakkını kullanmasına engel bir durum da yoktur. Çünkü her pay satışından sonra bu hak yeniden doğar. Yasada daha önce pay satan bir kişinin yeni bir satışta önalım hakkı kullanamayacağına dair bir kısıtlama da getirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacının daha önce rızası ile sattığı payın alıcı tarafından üçüncü bir kişiye satılması olayı davacının yasadan kaynaklanan önalım hakkını bertaraf etmediği gibi bu satışta davacının iyi niyetli ve kötü niyetli olarak kabulünü de gerektirmez. O halde, mahkemece taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.