Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/964
Karar No: 2020/7489
Karar Tarihi: 16.06.2020

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/964 Esas 2020/7489 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2020/964 E.  ,  2020/7489 K.

    "İçtihat Metni"





    KARAR
    Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265/1, 125/3-a, 125/4, 106/1-son cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis, 11 ay 20 gün hapis ve 500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2011 tarihli ve 2010/428 esas, 2011/476 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 265/1, 125/3-a, 125/4, 106/1-son cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis, 11 ay 20 gün hapis ile 500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli ve 2018/440 esas, 2019/220 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2020 gün ve 2020/11404 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, sanığın yokluğunda verilen Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2011 tarihli ve 2010/428 esas, 2011/476 sayılı kararı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilerek 11/05/2012 tarihinde kesinleştirilmiş ise de,
    7201 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, "" (1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun"un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenlemeler uyarınca öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılması, önceki adresine tebliğ yapılamaz ise bu defa sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılması, mernis adresinin tespiti halinde 7201 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre tebliğ yapılması, mernis adresinin olmadığının tespiti hâlinde ise bu duruma ilişkin kayıt dosya içerisine alındıktan sonra, kendisine daha önce kanunî usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan Kanun"un 35. maddesine göre tebligat yapılması gerektiği,
    Somut olayda, sanık hakkında verilen kararın, sorgusu sırasında mahkemeye bildirdiği "Hayıtlı Mahallesi, Manolya ..." adresine gönderildiği, tebligatın iade edilmesi üzerine, mernis adres araştırması yapılarak Tebligat Kanun"un 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılması gerekirken, daha önce kanunî usullere göre tebligat yapılmayan adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi gereğince yapılan tebliğin usulsüz olduğu kararın kesinleşmediği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle belirlenen denetim süresinin başlamadığı, bu haliyle dava zamanaşımını kesen son nedenin sanığın ilk savunmasının alındığı 22/03/2011 tarihi olduğu, bu tarih itibariyle 5237 sayılı Kanun"un 66/1-e maddesinde anılan suçlar için öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli kararından önce gerçekleştiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarına ilişkin isteme yönelik incelemede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından 5 ay ve 11 ay 20 gün hapis cezaları verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, mahkemece denetim süresi içinde suç işlediğinden bahisle hükümlerin açıklandığı, açıklanan bu karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 16/09/2019 tarih, 2019/2762 E., 2019/2765 sayılı kararıyla hakaret suçundan beraat, görevi yaptırmamak için direnme suçundan ise istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, istinaf kanun yolu incelemesinden geçmiş kararlara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    Tehdit suçuna ilişkin isteme yönelik incelemede;
    Sanık hakkında TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, yokluğunda verilen bu kararın sanığın en son bildirdiği adrese tebliğ edildiği ancak tebliğ yapılamadığından iade edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunun 10 . maddesinin 2. fıkrası uyarınca bilinen en son adresine tebliğ yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adresi kabul edilip buraya aynı Kanunun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılması gerekirken Tebligat Kanunun 35. maddesi gereğince tebligat yapılıp hükmün kesinleştirilmesi hukuka aykırıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediğinden denetim süresi başlamadığı ve dava zamanaşımının da durmadığı, dava zamanaşımını kesen son nedenin sanığın ilk savunmasının alındığı 22/03/2011 tarihi olduğu, bu tarih itibariyle 5237 sayılı Kanun"un 66/1-e maddesinde anılan suç için öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli kararından önce gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, tehdit suçundan hükmün açıklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
    1- Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
    2- Sanık ... hakkında, tehdit suçuna ilişkin Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli ve 2018/440 esas, 2019/220 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    3- Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, CMK"nın 309. maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; sanık ... hakkında, tehdit suçundan açılan KAMU DAVASININ, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 16/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi