20. Ceza Dairesi 2019/3782 E. , 2020/782 K.
"İçtihat Metni" Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2017 tarihli, 2017/700 esas ve 2017/728 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 13/09/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında 13/10/2015 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 16/11/2015 tarihli ve 2015/ 11805 soruşturma,2015/399 sayılı karar ile beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına kesin olarak karar verildiği, kararın şüpheliye 30/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, 17/12/2015 tarihinde infazı için Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 18/12/2015 tarihli ve 2015/1929 DS sayılı çağrı yazısının mernis adresinde 28/12/2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurduğu, 28/12/2015 tarihinde hastaneye sevkedildiği, 04/01/2016 tarihinde uyulması gereken kurallar formu imzalatılarak denetim planı hazırlandığı, 11/01/2016 tarihli grup çalışmasının 1.oturumuna katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 19/01/2016 tarihli uyarı yazısının mernis adresinde 25/01/2016 tarihinde bizzat şüpheliye tebliğ edildiği, hastanenin 15/02/2016 tarihli raporunda tedavisine gerek olmadığının bildirildiği, 02/05/2016 tarihli oturuma katılmaması nedeniyle , İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 05/05/2016 tarihli kararı ile yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 09/05/2016 tarihinde Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 27/05/2016 tarihli, 2015/11805 soruşturma, 2016/2048 esas ve 2016/1695 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/4-a maddesi delaletiyle 191/1, 191/10 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
4- Düzce 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2017 tarihli, 2016/384 esas ve 2017/12 sayılı kararı ile; 6545 sayılı Kanın ile değişik TCK’nın 191/1, 191/10 ve 62.maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın karara karşı istinaf yoluna gittiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 29/05/2017 tarihli, 2017/574 esas ve 2017/767 sayılı kararı ile; hükmün bozulmasına karar verildiği,
5- Bozmadan sonra, Düzce 6. Asliye Ceza Mahkemesinin kapatılması nedeniyle dosyanın Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesine devredildiği, mahkemece sanık hakkında, suç tarihinde başka bir denetimli serbestlik tedbirinin bulunup bulunmadığı sorulduğu, Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, sanık adına 2 ayrı kapalı denetimli serbestlik dosyasının olduğu, 18/12/2015 tarihinde dosyanın açıldığı, 09/05/2016 tarihinde ihlal nedeniyle kapatıldığı, diğer dosyanın 29/09/2015 tarihinde açıldığı, 09/05/2016 tarihinde ihlal nedeniyle kapatıldığının bildirildiği,
6- Kanun yararına bozma istemine konu Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2017 tarihli ve 2017/700 esas, 2017/728 sayılı kararı ile, sanığın 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1, 191/10 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 10/11/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2015 tarihli ve 2015/11805 soruşturma, 2015/399 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine,sanık hakkında açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 191/10 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2017 tarihli ve 2017/700 esas, 2017/728 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/927 esas, 2016/4447 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye 30/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, anılan kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle yapılan tebligatın geçerli olmadığı, anılan kararın gereğinin takdir ve ifası için Bolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 17/12/2015 tarihinde gönderildiği, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2015 tarihli karar kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlandığı cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2017 tarihli ve 2017/700 esas, 2017/728 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde yer alan,
./..
“Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve anılan maddenin 5. fıkrasındaki, "Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.", yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8 maddesinde "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında;
6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerektiği, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden ve kesinleşmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar her ne kadar şüpheliye 30/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, kararın gereğinin takdir ve ifası için Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 17/12/2015 tarihinde gönderildiği anlaşıldığından , Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2015 tarihli karar kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanması kanuna aykırıdır.
Dosyanın incelenmesinde;
Sanığın 03/08/2015 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 25/08/2015 tarihli, 2015/8860 soruşturma ve 2015/319 sayılı kararı ile beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, sanığın 13/10/2015 tarihinde işlediği incelemeye esas suçun, TCK"nın 191/4. maddesi uyarınca ihlal olarak kabul edilip ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı, yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2017 tarihli ve 2017/700 esas, 2017/728 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak;
Hüküm fıkrasının;
"5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8.maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının DÜŞMESİNE",
Şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE,
Hükmün değiştirilen bu şekliyle infazına,
Dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 22/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.