23. Hukuk Dairesi 2018/112 E. , 2020/4041 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ..."ya davalı Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifinden kullanmış olduğu krediye kefil olduğunu, ancak mezkur kişinin kredi borcunu ödememesi üzerine kooperatif tarafından müvekkil aleyhine icra takiplerine geçildiğini, davacının kefaletinin yasal unsurları bulunmadığından geçersiz olduğunu ileri sürerek davacı yönünden icra takiplerinde borçlu bulunmadığının hükmen tespitine, takiplerin davacı yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takiplere davacının itiraz etmediğini ve takiplerin kesinleştiğini, bu sebeple kefaletin geçersizliğine ilişkin menfi tespit davası açılamayacağını, ayrıca davacının kefil olarak imza attığını, kredinin kullanmasına sebebiyet verdiğini, sonrasında sırf borçtan kurtulmak için çeşitli mülahazalarda bulunduğunu, dürüstlük ve iyiniyet kurallarına tamamen aykırı davrandığını, asıl borçlunun borcu ödemediği taktirde borcu kefilin üstleneceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; İlamsız icra takibine Kooperatif Kredileri Sözleşmesinin 27.03.2008 tarihli olduğu, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 484.maddesine uygun olarak kefalet tesis edildiği gerekçesiyle bilirkişi raporundan hesaplanan miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar, dava dışı asıl borçlu ..."ın T. ... Bankası A.Ş."den kullandığı krediye dava dışı ...ile birlikte müşterek borçlu ve müteselsil kefildirler.
Davalı kooperatif tarafından, kredi alacaklısı bankaya ödenen miktarın tamamının rücuen tahsili, davacılardan kredi borçlusu ...’den talep edilebilir ise de, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davacının diğer kefil davalıya karşı sorumluluğu,
BK"nun 487/2. maddesi yollaması ile somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken aynı Kanun"un 488. maddesinin 2. cümlesi uyarınca her bir kefile düşen pay ile sınırlıdır.
O halde mahkemece, kefil olan davacının borcu ödeyen diğer kefil davalı kooperatife, borç miktarının toplam kefil sayısına bölünmesi suretiyle davacıya düşen miktar kadar sorumlu olduğu gözetilerek, kooperatifin kendi temerrüdü ile davacı yanca yapılan ödemelerin de dikkate alınarak hesaplama yapılması doğrultusunda bankacı bir bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle (1) numaralı bent dışındaki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi