14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5865 Karar No: 2016/9721 Karar Tarihi: 22.11.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/5865 Esas 2016/9721 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/5865 E. , 2016/9721 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.02.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 22.11.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı, dava konusu payın satış bedelinin önalım hakkını engellemek amacıyla resmi senette 400.000,00 TL olarak gösterilmek suretiyle davalıya satıldığını, gerçek satış bedelinin 100.000,00 TL olduğunu iddia ederek bu bedel üzerinden önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, tapuda gösterilen değerin gerçek değer olduğunu savunmuştur. Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değerine dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle 177.857,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 12.01.2015 tarihli satış ile dava konusu taşınmazın 240/18000 payı davalıya 400.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 100.000,00 TL"ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda satışa konu payın 177.857,00 TL değerinde olduğunu saptamıştır. Dinlenen tanıkların bedelin ödenmesiyle ilgili görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmazın değerine ilişkin duyum ve görüşlerini beyan etmişlerdir. Mahkemeye davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Soyut tanık anlatımları ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacının muvazaa iddiasına itibar edilemez. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK’nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.