23. Hukuk Dairesi 2014/954 E. , 2014/4315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/532-2013/577
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkiline kur"a sonucu düşen dairenin, kooperatif borçları nedeniyle cebri icra yoluyla satıldığını, ancak müvekkilinin zararının telafi edilmediğini ileri sürerek, müvekkiline kur"ada isabet eden dairenin muadali bir daire verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde üye olduğu tarihten itibaren ödediği aidatların yasal faizi ile birlikten davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacıya kura sonucu düşen dairenin rızası olmaksızın kooperatif borçlarından dolayı icra yoluyla satıldığı, aidat ödemeleri konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, ancak davacıya verilecek muadil bir daire kalmadığı, bu nedenle taşınmazın bedelini talep etme hakkının bulunduğu gerekçesiyle, davanın tamamen ıslah edilmesi de nazara alınarak davanın kabülü ile 31.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi iler birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1)Davanın, kooperatif üyesine kur"a sonucu düşen dairenin kooperatif borçları karşılığı cebri icra yoluyla satılması nedeniyle muadil daire tahsisi, olmadığı takdirde çıkma payının ödenmesine ilişkin olarak açıldığı, davacı vekilinin 29.12.2009 tarihinde harcını yatırarak davasını emsal daire bedelinin yasal faiziyle birlikte tazmini olarak tamamen ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90"ncı maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6"ncı, 1982 Anayasası"nın 36"ncı maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 73"ncü maddesi " Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK"nun 27"nci maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı Düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapılmasını da içerdiği belirtilmiştir.
Somut olayda; dava dilekçesinin davalı vekili olan Av. İ. Ü.."a tebliğ edildiği, ancak bu vekilin 03.04.2008 tarihinde noter aracılığıyla vekillikten çekildiği ve bu çekilmenin mahkemece 06.05.2008 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edildiği, davacı vekilinin ise 29.12.2009 tarihinde davasını emsal daire bedelinin yasal faiziyle birlikte tazmini olarak tamamen ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"na aykırı olarak çekilen vekile gönderildiği, davalı kooperatife ya da yeni vekiline tebliğ edilmediği sabittir. Bu itibarla; 6100 sayılı HMK "nın 27. maddesinde düzenlenen savunma hakkının kısıtlanmasına neden olabilecek şekilde, ıslah dilekçesi usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmeden, davaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm verilmesinde isabet görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.