20. Hukuk Dairesi 2017/9978 E. , 2017/10972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 1078 parsel sayılı 9613 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfı ile tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesine taşınmazdaki havuz ev ve muz bahçesinin ... kullanımında olduğu ancak taşınmazın asliye hukuk mahkemesinin 2011/63 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilmek sureti ile malik tespiti yapılmadan kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Aynı çalışmada... köyü 1076 parsel, 1564 m2 yüzölçümü ve taşlık vasfı ile 1077 parsel ise 626 m2 yüzölçümü ve taşlık vasfı ile tespit edilmiş, taşınmazların asliye hukuk mahkemesinin 2011/63 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilmek sureti ile kadastro tutanakları kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacı vekilince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine verilen 27/01/2011 havale tarihli dilekçede özetle; mevkii ve sınırlarını bildirdiği taşınmazın yaklaşık 50-60 yıldır vekil edenin atalarının zilyetliğinde bulunduğunu, vekil edenin babasının taşınmaza zilyet olduğu sırada yerin zilyetlik hakkının vekil edene bırakılmış olduğunu, taşınmaz içerisinde ev, havuz ve bahçenin mevcut olduğunu belirterek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine istinaden taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Müdahil ..., 13/06/2013 tarihli dilekçesi ile, adına kayıtlı 1052 nolu parselin devamı niteliğinde olan ve içerisinde bahçeye ait araba yolunun da bulunduğu boşlukta davacının bir hakkının bulunmadığını, bu yerin kendisi adına ölçülmesini iddia ve talep ederek davaya katılmıştır. Asliye hukuk mahkemesince dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine kadastro mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davacı ..."un davasının kısmen kabulüne,-..."un müdahale talebinin reddine,
-Dava konusu olmayan ... köyü 1076 ve 1077 parsellerin kadastro tutanak asıllarının olağan kadastro işlemlerinin tamamlanması için kadastro birimine gönderilmesine,-Dava konusu ...köyü 1078 parselde fen bilirkişi ..."ün 24/11/2014 havale tarihli raporuna ekli krokide;
(A) ile gösterilen 5601,82 m2"lik bölümün tarla vasfıyla... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
(B) ile gösterilen 4011,71 m2"lik bölümün ise ham toprak vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tapunun beyanlar hanesinde bu bölümün davacı Hüseyin oğlu ..."un kullanımında olup, üzerindeki muzluğun da kendisine ait olduğunun belirtilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmazın tescili için açılan dava iken dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağının düzenlenmesi ile kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 17/05/1990 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu vardır. İlk arazi kadastrosu 1988 yılında yapılıp kesinleşmiş dava konusu yer tescil harici bırakılmıştır. Tescil harici bırakılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları 15/07/2013-14/08/2013 tarihleri arasında ilâna çıkarılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, (B) harfli kısımda bulunan muzluğun davacıya ait olduğu ve bu kısmın davacı tarafından kullanıldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/12/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.