18. Ceza Dairesi 2019/8870 E. , 2020/7488 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Görevi kötüye kullanma ve imar kirliliğine neden olmak suçlarından sanıklar ..., ..., ..., ... ... ve ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 257/1, 184/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 5’er ay ve 10’ar ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26/09/2018 tarihli ve 2017/580 esas, 2018/946 sayılı kararı ile bu karara karşı sanık ... ile sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafileri tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 27/11/2018 tarihli ve 2018/1797 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 20/08/2019 gün ve 2019/83760 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında, "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı hüküm altına alınmış ise de; sanığın belirli sürelerle denetime tabi tutulmasını öngörmesi, adli sicile işlenmese dahi kendisine mahsus bir sisteme kaydedilmesi, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmesi, yine müsadere, yargılama giderleri ve bu kapsamda vekâlet ücretinin sanığa yüklenmesi bakımından hukuki etkilerinin bulunması nedenleriyle bu karar, esasında kesin bir hükmün bir kısım hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Bu bağlamda temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği kabul edilmelidir." şeklinde belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların kanun yararına bozmaya konu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; sanıklar hakkında, Etimesgut Belediyesi bünyesinde görevde bulundukları dönemde, imar planında konut ibaresi olmamasına rağmen konut ile ticaret binası yapılmasına izin verildiği, imar durumuna göre inşaat alanının emsali arttırılmak suretiyle imar mevzuatı gereklerine aykırı davranıldığı gerekçesiyle görevi kötüye kullanmak ve imar kirliliğine neden olmak suçlarından ayrı ayrı mahkûmiyet hükmü kurulmuş ise de;
Benzer bir olay nedeniyle, Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 01/05/2007 tarihli ve 2007/2045 esas, 2007/4120 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, kamu görevlisi olan ve denetim yükümlülüğü bulunan sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı Kanun"un 257. maddesinde tanımlanan suçun unsurlarını içerdiğinin anlaşılması karşısında, ayrıca imar kirliliğine neden olma suçundan da sanıkların mahkûmiyetlerine hükmedilmesinde,
Kabule göre de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257/1. maddesinde yer alan, “Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme ile benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesi"nin 01/02/2016 tarihli ve 2015/33771 esas, 2016/1444 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, sanıkların 5237 sayılı Kanun"un 184. maddesinde ve aynı Kanun’un 257. maddesinde tanımlanan suçları işlediğinin anlaşılması karşısında, tek eylem ile birden fazla suçun oluşmasına sebebiyet verildiği cihetle, 5237 sayılı Kanun’un 44. maddesi uyarınca en ağır hüküm olan imar kirliliğine neden olma suçundan ceza verilmesi gerekirken, ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan da sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmesinde ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden yapılan itirazın açıklanan nedenlerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuki Nitelendirme
Her ne kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı açıklandığında, olağan yasa yoluyla denetime tabi olacak ise de, 18/06/2014 tarihli, 6545 sayılı Kanun ile CMK"nın 231/8. maddesinde yapılan değişiklik sonrası sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmesi karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarih, 2014/15-587 esasa, 2018/151 sayılı kararında da belirtildiği üzere açık hukuka aykırılık içeren hallerin kanun yararına bozma yoluyla da denetlenmesinin AİHS"nin 6. maddesiyle güvence altına alınan adil yargılama ilkesinin de gereği olarak kanun yararına bozma konusu yapılabileceği Dairemizce kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıkların, belediye görevlisi olarak inşaat projelerini tetkik ve onaylama görevlerinin gereklerini yerine getirmediklerinden bahisle haklarında aynı eylemler nedeniyle imar kirliliğine neden olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından iddianame düzenlenip, her iki suçtan da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmiş ise de, TCK"nın 184. maddesinde tanımlanan suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanıkların eylemlerinin TCK"nın 257/1. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu halde ayrıca imar kirliliğine neden olma suçundan haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- İmar kirliliğine neden olma suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 27/11/2018 tarihli ve 2018/1797 değişik iş sayılı kararının, sanık... hakkında Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26/09/2018 tarihli ve 2017/580 esas, 2018/946 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309/4-d maddesi gereğince, sanıklar ..., ..., ..., ...,., ... ve ... hakkında, imar kirliliğine neden olma suçundan kurulan HÜKÜMLERİN İPTALİNE, sanıklar ..., ..., ..., .. ... ve ..."ın imar kirliliğine neden olma suçundan haklarında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3- Dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 16/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.