![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2017/2160
Karar No: 2020/4040
Karar Tarihi: 03.12.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/2160 Esas 2020/4040 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca davalı borçlunun 2003-2004 yıllarında bir kısım ödemeler yaptığını, bakiyenin tahsili için 2007 yılında ... İcra Müdürlüğünün 2007/158 E. sayılı dosyası ile davalı hakkında başlatılan icra takibinin genel af çıkması nedeniyle işlemsiz kaldığını ve muameleden kaldırıldığını, af sonrası bakiye kısmın tahsili için ... İcra Müdürlüğünün 2010/160 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine karşı davalının imzanın kendisine ait olmadığı ve takibin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle açtığı davanın İcra Mahkemesi"nce imzanın borçlu eli ürünü olmadığından kabulüne dair verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine bu sefer de on yıllık zamanaşımı süresinin geçirilmiş olması sebebiyle davanın kabulüne karar verildiğini, on yıllık zamanaşımı süresinin gerek yapılan tahsilatlar gerekse 2007 yılında takip yapılmış olması nedeniyle kesildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ilam hükmünde olan 1648 no"lu (1468 no.lu) senetten doğan 10.364,70 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 1648 no"lu bir senet olmadığını, İcra Hukuk Mahkemesince borç senedinin zamanaşımına uğradığına ilişkin verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 29.12.2015 tarih 2015/3284 Esas 2015/8570 Karar sayılı ilamıyla kooperatif yetkilisinin ... İcra Müdürlüğünün 2007/158 E. sayılı dosyasındaki beyanının, davalı ..."nın 1468 numaralı borç senediyle almış olduğu 500,00 TL kredinin ödenmiş olduğunun kabulüne yönelik olmadığı gözetilip iddia ve savunma değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda İcra Mahkemesi kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, 1468 numaralı senetten doğan asıl alacağın 7.230,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, 1468 numaralı müşterek ve müteselsil borç senedine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu olayda ise davalı ...’ya dava dilekçesini içeren tebligatın ""Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre muhtar Zeki Turan imzasına verildi" şerhi ile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi gereğince tebligatın muhatabın bilinen son adresine yapılması gerekir. Bu adrese tebligatın yapılamaması halinde ise Tebligat Kanunu 21/2. maddesi uyarınca tebliğin yapılabilmesi için Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 79/2. fıkrası uyarınca tebligat zarfının üzerinde adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğunun belirtilmesi ve bu adrese tebliğ yapılacağına dair şerh verilmesi gerekmektedir. Somut olayda davalıya gönderilen dava dilekçesini içeren tebliğ mazbatasında ise bahsi geçen hükümlere uyulmadığı anlaşıldığından tebligat usulsüzdür.
Zamanaşımı maddi hukuktan kaynaklanan bir def"i ve savunma aracı olup, süresinde verilecek cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir. Dava dilekçesinin davalıya tebliğ usulsüz olduğundan davalı tarafından cevap dilekçesinde dermeyan edilen zamanaşımı savunmasının zamanında yapılmış olduğunun kabul edilerek incelenmesi zorunludur.
Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu 12. madde “Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetleri, kağıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmeler ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy veya mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunur. Bu suretle tasdik olunan senet ve belgeler İcra İflas Kanunu"nun 38. maddesinde yazılı belgeler hükmündedir. Senetler vadelerinde protestoya tabi tutulmaz. Müracaat vukuunda bu tasdik muameleleri noterler tarafından yapılır” yollamasıyla İİK 38. madde “Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re"sen tanzim edilen edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrasındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.” hükmü gereğince Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri alacaklarına ilişkin senetlerin ilam niteliğindeki belgelerden olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince, dava dilekçesinde davalı tarafından 2003-2004 yılları arasında ödeme yapıldığı ileri sürülmüşse de, mahkemece 20.12.2012 tarihli celsede davacı vekiline kooperatif sözleşmesine istinaden tüm kayıt ve belgeler ile ödemeye ilişkin tüm kayıt ve belgelerin sunulması için 2 haftalık kesin süre verildiği halde, dosya kapsamından davalının 1468 numaralı borç senediyle almış olduğu krediye dayalı yapılan ödemeye ilişkin herhangi bir belgenin de sunulmadığı, davacının zamanaşımının kesildiği iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece yukarıdaki açıklamalar ışığında, dava konusu alacağın 1468 numaralı tarım kredi borç senedine dayalı olduğu, senedin düzenlenme tarihinin 02.11.1998, vadesinin 30.09.2009 tarihi olduğu, davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunduğu, tarım kredi borç senedinin ilam niteliğindeki belgelerden olduğu, 818 Sayılı Borçlar Kanunu 135. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacının zamanaşımının kesildiği iddiasını ispatlayamadığı, davalı aleyhine icra takibine ise 17.10.2010 tarihinde başlandığı, bu durumda alacağın zamanaşımına uğradığı gözetilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu"nun 19/B (a) bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.