14. Hukuk Dairesi 2016/7058 E. , 2016/9710 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 02.02.2015 gün ve 2014/9355 Esas-959 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı Hazine ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... Belediyesi dışındaki davalılar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine hükmün Dairemizce "... ihdasına karar verilen kadastral parselin Hazine adına tesciline karar verilmesi ve ilam harcı ve vekalet ücretinin maktu olması gerektiği..." gerekçesiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davacı Hazine ile davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi vekilleri ayrı ayrı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Öte yandan; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olayda da; ... Belediyesi ve .... Büyükşehir Belediyesinin yaptığı imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildikleri ve böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaksız kalarak yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek suretiyle davalı ... Belediyesi dışındaki diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı Hazine vekili eldeki davada 1108 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulamaları sonucunda anılan ihdas parseli sınırları kapsamında 5524 ada 5 ve 6 sayılı imar parselleri ile imar planında park alanı olarak gösterilen kısmın oluşturulduğunu ileri sürerek anılan park alanını kapsar şekilde kadastral parselin ihyası isteminde bulunmuş olup 1108 parsel sayılı taşınmazın 883 m2 yüzölçümlü olduğu kayden sabittir. Ne var ki mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda 1108 sayılı ihdas parseli üzerinde oluşturulan 5524 ada 5 ve 6 sayılı imar parselleri ile ilgili açıklama yapıldığı halde park alanı olarak oluşturulan bölüm hakkında herhangi bir inceleme ve irdeleme yapılmamıştır. Kadastral parselin ihyası için üzerinde oluşturulan tüm alanların hüküm kapsamına alınması gerektiği kuşkusuzdur.
O halde; davacının dava dilekçesinde talepte bulunduğu imar planında park alanı olarak gösterilen kısım yönünden de araştırma ve inceleme yapılarak, 1108 sayılı parsel taşınmaz üzerinde iptal edilen şuyalandırma işlemleriyle oluşturulan tüm alanları kapsayacak şekilde infaza elverişli biçimde kadastral parselin ihyasına hükmedilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; ihyasına karar verilen ihdas parselinin Hazine adına tesciline hükmedilmemiş olması doğru olmadığı gibi; dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Anılan bu hususlar karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla karar düzeltme isteklerinin kabulü ile Dairemizin düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine ile davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi vekillerinin karar düzeltme isteklerinin kabulü ile Dairemizin 02.02.2015 tarihli ve 2014/9355 Esas, 2015/959 Karar sayılı düzelterek onama ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin kararının yukarıda belirtilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.