17. Ceza Dairesi Esas No: 2016/11552 Karar No: 2018/12209 Karar Tarihi: 10.10.2018
Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/11552 Esas 2018/12209 Karar Sayılı İlamı
Özet:
17. Ceza Dairesi tarafından verilen 2016/11552 E., 2018/12209 K. numaralı kararda, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verildiği belirtilmiştir. Ancak, iddianamede bu suça ilişkin bir açıklama yer almaması nedeniyle, ek savunma verilerek mahkumiyet kararı verilmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225/1. maddesine aykırıdır. Kararın detaylarına göre kanun koyucu, iddianamede suçun unsurlarını açık bir şekilde belirlemeyi zorunlu kılmıştır. Eylemin hukuksal niteliği değişmediği sürece ek savunma hakkı verilerek sanık hakkında hüküm kurulabilmesi mümkündür. Ancak, burada iddianamede belirtilmeyen bir eylemden dolayı ceza verilmesi durumunda ise, suç duyurusunda bulunulması ve her iki davanın birleştirilmesi yoluna gidilebileceği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK'ın 142/1-b, 143/1, 116/4, 165/1; CMK'nın 225/1, 226.
17. Ceza Dairesi 2016/11552 E. , 2018/12209 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.04.2014 tarih, 2013/13-136 Esas ve 2014/193 Karar numaralı ""... Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. CMK"nın 226. maddesindeki düzenlemeyle iddianamede anlatılan eylem değişmemiş olduğunda, kanun koyucu o eylemin hukuksal niteliğinde değişiklik olmasını "yargılamanın sınırlılığı" ilkesine aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkan sağlamıştır. Bu düzenlemenin bir sonucu olarak mahkeme, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. İddianamede anlatılan ve kapsamı belirlenen olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunulması ve iddianame ile dava açılması halinde gerekli görülürse her iki iddianame ile açılan davaların birleştirilmesi yoluna gidilebilecektir..."" şeklindeki kararı göz önüne alındığında, sanığın TCK"nın 142/1-b, 143/1 ve 116/4. maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davası açıldığı, sanığın TCK"nın 165/1. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen ek savunmasının alınarak suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyetlerine karar verildiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında tanzim olunan iddianamede suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan açılmış bir dava olmadığı ve iddianamede bu suça ilişkin bir anlatım da bulunmadığı halde, anılan suçtan ek savunma verildikten sonra sanığın mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle, "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklinde düzenlenen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225/1. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.