MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında başlatmış olduğu icra takibinde değişen oranlı reeskont faizi talep etmesi gerekirken yıllık %30 oranında fahiş faiz talep etmesi, yine %5 oranında çek tazminatı talep etmesi gerekirken %10 oranında talep etmesi ve haksız yere çek komisyonu talep etmesi nedeniyle müvekkilinin icra dosyasına yaklaşık 15.000,00 TL fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 13.000,00 TL"nin ödeme gününden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 10/11/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, taleplerini 15.531,96 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.
Davalı, davacının icra takibi sırasında borca itiraz etmediğini ve borcun tamamını ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak daha sonra taahhüdünü ihlal ettiğini, dolayısıyla bu davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının ihtirazi kayıtla icra dosyasına 06/05/2014 tarihinde 65.150,00 TL ödeme yaptığı, davacının 15.531,96 TL fazla ödemede bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 15.531,96 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf, hakkında başlatılmış olan icra takibinde talep edilen faiz oranının ve çek tazminatının fahiş çek komisyonunun haksız olduğunu, icra dosyasına ihtirazi kayıtla fazladan 15.531,96 TL ödediğini ileri sürerek fazladan ödediği tutarın istirdatını talep etmiş ise de, icra takibinin kesinleşmesinden sonra davacının 27/04/2012 tarihinde icra müdürlüğüne gelerek, borcu kabul edip, ödeme taahhüdünde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı bu beyanı ile icra takibinde talep edilen faiz oranı, çek tazminatı tutarı ve çek komisyonunu kabul etmiş sayılır. Kabul beyanından sonra ihtirazi kayıt ile ödeme yapılmış olması kabul beyanını ortadan kaldırmaz. Bu durumda mahkemece davacı borçlunun icra dosyasındaki 27/04/2012 tarihli borcu kabul beyanı dikkate alınarak, 06/05/2014 tarihinde borçlu olmadığı halde fazla ödediği bir tutar olup olmadığının tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.