23. Hukuk Dairesi 2014/1123 E. , 2014/4281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2009/28-2013/353
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 13.06.2005 tarihinde anahtar teslim daire satış sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme gereği davalının bir adet hisseyi, dairenin her türlü imalatının davalı tarafından yapılması şartı ile müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin abonelikler ile tapu ve iskan masrafları dışında bir bedel ödemeyeceğini, buna rağmen müvekkilinin sözleşme sonrasında dava dışı kooperatife alt yapı ve çevre düzenlemesi için 9.250,00 ve 7.750,00 TL"lik ödemeler yaptığını, bu nedenle alacağın rücuen tahsili için Ankara 29. İcra Müdürlüğü"nün 2008/15596 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı S.S. .... Yıldırım Kooperatifi ile müvekkili arasında yapılan 17.03.2005 tarihli daire satış sözleşmesi ile müvekkilinin aldığı dört adet şartlı daire üyeliğinden bir adedini kooperatif ile yaptığı sözleşmedeki şartlarla 13.06.2005 tarihinde davacıya devrettiğini, sözleşmenin yalnızca dairenin imalatını kapsadığını, alt yapı ve çevre düzenlemesi ile ilgili imalatları kapsamadığını, davacının devir sözleşmesinden sonra kooperatife üye olduğunu ve kooperatifle daire imalatının yapımını kapsayan bir sözleşme akdettiğini, kooperatifin bu sözleşmeye göre taahhüdünü yerine getirdiğini ve davacının halen dairede oturduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında 13.06.2005 tarihinde yapılan daire satış (üyelik devir) sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin dava dışı kooperatifteki peşin ve sabit ödemeli 4 hissesinden birini davacıya devrettiği, sözleşmede davacının abonelikler ile tapu ve iskân masrafları dışında daire imalatı ile ilgili herhangi bir bedel ödemeyeceğinin kararlaştırıldığı, peşin ve sabit ödemeli ortaklığın söz konusu olmadığı, böyle bir ortaklık söz konusu olsa bile kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumluluğun devam ettiği, genel kurul toplantılarında peşin ve sabit ödemeli ortaklardan alt yapı, çevre düzenlemesi, iskân gideri ve genel gider gibi inşaatın finansmanına katılım giderleri dışındaki giderlerin alınmayacağı yönünde alınmış bir karar bulunmadığı, dolayısıyla davalının anılan ödemeler nedeni ile sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kooperatif üyeliğini devralan üyenin devirden sonra kooperatife yaptığı bir kısım ödemelerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 13.06.2005 tarihli sözleşme kapsamına göre; elektrik, su, doğal gaz aboneliği ile tapu iskân masrafları dışındaki masraflardan davalı şirket sorumlu olup, sözleşmede belirtilen istisnai masraflar ise davacı tarafça ödenecektir. Somut olayda, davacı tarafça, 05.08.2007 ve 20.07.2008 tarihli genel kurul kararları gereğince ödendiği ileri sürülen bedeller icra takibine konu edilmiştir. Takibe konu bedelin dayanaklarından 05.08.2007 tarihli genel kurul kararının 3.maddesinin iptaline ilişkin karar Dairemizin 25.06.2012 tarih ve 2012/2780 E, 2012/4302 K. sayılı ilamıyla onanmış ve karar düzeltme istemi de reddedildilerek karar kesinleşmiştir. Nevar ki, 20.07.2008 tarihli genel kurul kararı gereği davacı yanca ödenen bir bedel varsa yukarıda açıklanan ilkelere ve sözleşme şartlarına uygun düştüğü ölçüde davacının davalıya rücu hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. İzah edilen hususlar dikkate alınmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz eden davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.