20. Hukuk Dairesi 2016/13420 E. , 2019/2443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların veraseten malik bulundukları ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi kain 13633 ada 18 parsel de kayıtlı paylı mülkiyete konu arsa ve üzerindeki bina davacılara kök murisleri Recep Üvenli"den intikal ettiğini, dava konusu taşınmazda daire karşılığı inşaat yapılmak üzere müteahhitle anlaşmaya varıldığını, inşaat yapımına başlayabilmek için tapudaki işlemleri sırasında tapu tutarında “Şeyh ... Vakıf” şerhi nedeniyle davacılar adına toplam 8.937,00 TL tutarında taviz bedeli ödemek zorunda kaldığını, oysa kök muris..."nin davaya konu bu arsayı aldığı zaman tapu kaydında her hangi bir şerh olmadığını, sonradan şerh konulduğunu, bu durumun tapuya güven ilkesine aykırı olduğunu ve davacıların zararına yol açtığını beyan ederek 8.937,00 TL taviz bedelinin 5761,00 TL kısmının ödeme tarihi olan 16.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacılar ... ve ..."ye, 3.176,00 TL kısmının ödeme tarihi olan 03.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılar ... ve ..."e ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 8.937,00 TL taviz bedelinin 5.761,00 TL"lik kısmının ödeme tarihi olan 16/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacılar ... ve ..."ye; 3.176,00 TL"lik kısmının ödeme tarihi olan 3 Kasım 2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılar ... ve ..."e verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir
Dava TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup tapu müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Hukuk Genel Kurulunun 2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi
lehine yargılama giderlerine hükmeder” hükmü uyarınca, somut olayda, tapu müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir. Temsilcide yanılmanın hukukî yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
Davanın niteliğine göre, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan tapu müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltildiğinden sözedilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın Hazineye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... müdürlüğünün temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/04/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.