Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2496
Karar No: 2017/10927
Karar Tarihi: 21.12.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2496 Esas 2017/10927 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2496 E.  ,  2017/10927 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesi ile: müvekkiline ait ...ili,... ilçesi,... köyü ...mevkiinde bulunan 326 parselde kayıtlı 6.880 m2"lik yüzölçümlü taşınmazın ... Kadastro Mahkemesinin 1987/182 E. 1991/205 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile herhangi bir bedel ödemeksizin tapu kaydının iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline hükmedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 5.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiş, 17/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile 112.243,60 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Orman Bakanlığının da davaya dahil edilmesini, davacının davasını ispatlaması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu: 1-Davanın kabulü ile; 112.243,60 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 02/12/1987 yılında satın alarak iktisap ettiği dava konusu 326 parselin, davacı tarafından Orman Yönetimine karşı 04/12/1987 tarihinde orman tahdidine itiraz davası sonucu... Kadastro Mahkemesinin 13/10/1993 tarihinde kesinleşen 1987/182 Esas 1991/205 Karar sayılı kararla davanın reddine ve 326 parselin orman olarak tesciline karar verildiği, davacının ise 30/01/2013 tarihinde tazminat istemli iş bu davayı açtığı, Hazine tarafından süresi içinde zamanaşımı definde bulunulmadığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece davanın kabulü ile 112,243,60 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; hüküm dosya kapsamına uygun değildir.
    Şöyle ki; 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin varlığının kabulünde; tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararların karşılanması amacını güden Devletin tazmini sorumluğu; mülkiyetin sona erdiği veya mülkten yararlanma hakkına açık ve kesin müdahalenin gerçekleştiği; somut olayda, taşınmazın orman sınırı içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptaline dair verilen kararın kesinleştiği tarihte başlar. Bu durumda, taşınmazın makul ve gerçek değerinin saptanmasında dava tarihi değil, mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği ve zararın doğumuna yol açan kararın kesinleştiği 13/10/1993 tarihi esas alınmalıdır.
    Tazminat miktarı belirlenirken önemli olan bir diğer konu, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmazlarda; başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlarda ise emsal karşılaştırması yapılarak tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı hesaplanır. Gerçek zarar ne kadarsa, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Somut olayda, imar planı dışında kalan taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi doğru ise de; taşınmazın dava tarihindeki değerini belirleyen bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmiş olması doğru değildir.Bundan ayrı, dava dilekçesinde "şimdilik" kaydıyla 5.000,00 TL değer gösterilerek kısmi dava açıldıktan sonra, 17/04/2015 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile dava değeri 112.243,60 TL olarak ıslah edilmiş, böylece alacağın saklı tutulan diğer bölümü ıslah yolu ile asıl davaya dahil edilmiştir. Ancak; hükmün kesinleştiği 13/10/1993 tarihi ile ıslah tarihi arasında TMK"nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davaları için uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ve Hazine; ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece, ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.O halde mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda, tapu iptal kararının kesinleştiği 1993 yılına ait ürün maliyet ve verim cetvelleri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek net gelir yöntemine göre ve tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmazda meydana gelen gerçek zarar miktarı belirlenmeli ve ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21/12/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi