16. Hukuk Dairesi 2015/197 E. , 2016/407 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taşınmaz başında yeniden icra edilecek keşifte, aktarılan dava dosyası içerisinde bulunan 21.03.2001 tarihli kroki ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenmek suretiyle zemine çakıştırılarak, dava konusu taşınmazlardan hangilerinin aktarılan davanın kapsamında kaldığının belirlenmesi; aktarılan davaya ilişkin olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde verilen kararın tutanağı kesinleşmeyen uyuşmazlıklara bakma görevinin Kadastro Mahkemesi"ne ait olduğundan bahisle bozulması nedeniyle taraflar yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı ve çekişmeli taşınmazların sınırında mera olduğu göz önüne alınarak yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılması, sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 112 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, 13.10.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile ve kırmızı renkle gösterilen 3.600 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacı ... adına tarla vasfı ile tesciline, 09.10.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 631,02 metrekare yüzölçümündeki kısım ile geriye kalan 4.609,43 metrekare yüzölçümündeki kısımların, (toplam 5.240,45 metrekare) aynı adada son parsel numaraları verilerek ayrı ayrı mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline kaydına, malik hanelerinin bu şekilde doldurulmasına, çekişme konusu 112 ada 76 parsel sayılı taşınmazın 03.11.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda belirtilen 5.879,30 metrekare yüzölçümündeki kısmına ilişkin açılan davanın reddine, bu kısmın aynı ada ve parsel numarası ile mera olarak sınırlandırılmasına ve mera olarak özel siciline kaydına, 112 ada 76 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan kısmının ise dava konusu olmadığı anlaşıldığından bu kısma ayrı bir parsel numarası verilerek olağan usule göre kesinleştirme yapılmak üzere kadastro tutanağının fen bilirkişi raporu eklenerek Kadastro Müdürlüğüne iadesine, çekişme konusu 112 ada 79 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan, 20.08.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda yeşil renkle gösterilen 1.000,89 metrekare yüzölçümündeki kısma ilişkin davanın reddine, 112 ada 79 sayılı parselin tamamının tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline kaydına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin ise 112 ada 14 sayılı parselin (A) bölümüne yönelik temyiz itirazları dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile, 112 ada 79, 76 ve 14 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen bölümü dışında kalan bölümlerine ilişkin hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Davalı ... vekilinin çekişmeli 112 ada 14 parselin fen bilirkişi raporunda kırmızı renkle gösterilen (A) bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, bu kısmın davacının dayanağı olan 411 tahrir nolu vergi kaydı kapsamında olduğu taşınmazın tarla niteliğinde olduğu, davacı lehine bağımsız olarak 20 yıllık zilyetlik süresinin dolduğu ve kazandırıcı zamanaşımı koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle karar verilmiştir. Ancak vergi kaydında okunan sınırlara ilişkin beyanlar çelişkili olduğu gibi, bir an için mahkemenin kabulünde olduğu şekilde kaydın buraya ait olduğu kabul edilse bile vergi kaydı mülkiyet belgesi olmadığından ve öncesi mera olan yer hakkında oluşturulan vergi kaydı miktarına da itibar edilemeyeceğinden, davacının zilyetliğine değer verilebilmesi için bu bölümün de öncesinin mera olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Ne var ki, mahkemece bu hususta yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahkemece mahallinde, aktarılan davada dinlenen tanık ve yerel bilirkişiler ile Kadastro Mahkemesi keşfinde dinlenen tanık ve yerel bilirkişiler, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak çekişme konusu taşınmazın (A) bölümünün taşınmazın mera olduğu kabul edilen bölümlerinden ne şekilde ayrıldığı, bu bölümün de meradan açma olup olmadığı bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı olarak sorulmalı; aktarılan davada dinlenen tanık ve bilirkişi sözleriyle Kadastro Mahkemesince yapılan keşifte dinlenilen tanık ve bilirkişi beyanları arasında bu hususta çelişki olduğunda giderilmeli; ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmazın mahkemece tarla niteliğinde olduğu belirtilen (A) bölümü ile, meraya bitişik olduğu gerekçesi ile bu bölümden ifraz edilerek mera olarak sınırlandırılan, bilirkişi raporunda sarı renkle gösterilen bölüm ve (C) harfi ile işaretli bölüm arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, temyiz konusu (A) bölümünün meradan açma ve meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususunda bilimsel verilere dayalı, gerekçeli ve yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın tamamını, komşu parsellerle arasındaki sınırları ve komşu parselleri gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten çekilecek fotoğrafların rapora eklenmesi istenmeli; bundan sonra toplanan ve toplanmış tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yetersiz araştırma ve uygulama ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 29.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.