1. Hukuk Dairesi 2014/6311 E. , 2016/1035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece dava ve birleşen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.02.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleşen dava, tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı, 275 ada 27 parsel sayılı taşınmazda babaannesi kök muris ..."dan intikal edecek 1/60 miras payının adına intikali ve satışı için davalı ..."yı vekil tayin ettiğini ancak vekilin miras payı dışındaki 2/15 payını da tapu memurunun dikkatsizliği sonucu diğer davalı ..."a satış suretiyle temlik ettiğini 2/15 payının satılması hususunda vekile yetki vermediğini, yetkinin 1/60 payın intikali ve satışı ile sınırlı olduğunu ileri sürüp taşınmazdaki davalı payının iptali ile 2/15 payın yeniden adına tescilini istemiştir.
Davalı ..., Tokuş ailesinin neredeyse tümünün payını vekil aracılığı ile satın aldığını, vekaletnamenin tüm payı kapsayacağından bahisle vekaletnameyi incelemediğini, davacının payının tamamı üzerinden hesaplanan bedelin ödendiğini, davacının bu bedeli sorgusuz sualsiz kabul ettiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, vekaletnamede davacının 2/15 payının devir yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının mirasbırakanı ...un 22.10.1971 tarihinde ölümü üzerine davacının da aralarında bulunduğu bir çok mirasçısının kaldığı, davacı ..."un diğer bir kısım mirasçılarla birlikte ...Noterliğini de 11.11.2009 tarihli vekâletname düzenleyerek 275 ada 27 parsel sayılı taşınmazda murisleri ..."tan intikal edecek miras hak ve hisselerinin tamamını adlarına tescil ettirmeye, intikalden önce veya sonra dilediğine dilediği bedel ve koşullarla, toptan veya parça parça, hisseli veya hissesiz olarak satmaya davalı ..."ya yetki verdiği, davalı vekilin bu vekâletnameyi kullanarak ve dava dışı bir kısım mirasçılar adına da vekâleten 275 ada 27 parsel sayılı iki kargir dükkan vasıflı taşınmazdaki davacının toplam 3/20 payını 21.12.2009 tarihli akitle davalı ..."a satış suretiyle temlik ettiği, bu 3/20 paydan 2/15 payın davacının 28.12.1990"da ölen mirasbırakan babası..."dan, 1/60 payın ise mirasbırakanı babaannesi ..."dan intilal ettiği anlaşılmaktadır.
İddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
Bilindiği üzere; mülkiyetin kazanılması için tapu siciline tescil edilmesi gerektiği gibi yapılan tescilin de geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle taşınmazı tapuda devralanın, taşınmaz mülkiyetini kazanabilmesi sebebe bağlılık ilkesi gereğince ancak tescilin geçerli bir hukuki sebebinin varlığına bağlıdır. Eğer tescil, haklı ve geçerli bir hukuki sebebe dayanmaksızın yapılmışsa bu tescil, yolsuzdur ve bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini isteyebilir.
Somut olayda, satış yetkisi verilmeyen payın temlikinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Ne var ki, davalının cevap dilekçesinde ve aşamalarda dile getirdiği, davacıya temlike konu tüm payının bedelinin ödendiği ve davacının itiraz etmeden bu bedeli aldığı savunması üzerinde yeterince durulmamıştır.
Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, davalının bildirdiği tanıkların dinlenmesi, taşınmazın resmi senetteki bedelinden fazla bir paranın davacıya ödendiğine ilişkin davalının belgesi olup olmadığının saptanması, taşınmazın 3/20 payının değeri ile 1/60 payının değerinin belirlenmesi, davalının yemin deliline dayandığının da gözetilmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalıların açıklanan nedenlerden ötürü temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 02.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.