22. Hukuk Dairesi 2016/33319 E. , 2017/1736 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 01.02.2005-31.03.2009 tarihleri arasında alt işveren ... Hiz. Paz. San. Tic. Ltd. Şti."ne ait işyerinde, 01.04.2009-30.11.2010 tarihleri arasında ... Gem. Sök. San. Tic. A.Ş. bünyesinde çalıştığını, 01.12.2010 tarihinden sonra ise tüm işçilik haklarıyla birlikte davalı işveren tarafından istihdam edildiğini, iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı savunmasında bulunarak, hizmet akdinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-d. maddesi uyarınca işçinin işverenin kendisine, aile üyelerine, başka işçisine sataşması nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini ve davacının fazla mesai alacağının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesine göre bozma sonrası alınan ek bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmış,ancak hüküm fıkrasında bozma öncesindeki bilirkişi raporunda hesaplanan fazla mesai alacağının hüküm altına alındığı,bu duruma göre gerekçe ile hüküm arasında bulunan çelişki sebebiyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.02.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.