8. Hukuk Dairesi 2019/147 E. , 2019/1447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı 01.05.2011 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 12.11.2014 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2014 yılı Haziran ayı bakiye kira alacağı 911,00 TL ile aylık 2.616,00 TL’den 2014 yılı Temmuz ayından Kasım ayına kadarki kira alacağı olmak üzere toplam 13.991,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlu kiracı ...’a 14.11.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu kefil ...’ya yapılan tebligat iade edilmiştir. Davalı borçlu kiracı ... vekili 20.11.2014 tarihli itiraz dilekçesinde; kira sözleşmesinden kaynaklı tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, takibe konu kira bedellerini tam ve eksiksiz olarak ödediğinden ilgili aylara ilişkin işlemiş faiz talep edilmesinin yanlış olduğunu, 01.05.2014 – 01.05.2015 döneminde kira miktarının 2.400,00 TL olmakla, takip alacaklısının banka hesabına ödendiğini, bu nedenle takip ile istenilen aylık 2.616,00 TL kira bedelinin de gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Davalı borçlu kefil ... 27.11.2014 tarihli itiraz dilekçesinde; takipten diğer borçlu vasıtasıyla 20.11.2014 tarihinde haberdar olduğunu, takip konusu sözleşmeye kefil olarak iştirak ettiğini, bu nedenle öncelikli olarak söz konusu borçtan asli olarak sorumlu olmadığını, ayrıca takip alacaklısına takibe konu aylara ilişkin tüm kira bedelinin asıl kiracı tarafından ödendiğini ileri sürerek takibe, borca ve faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda, davalılar aleyhine başlatılan takipte borçlu kiracı ve kefilin borca itiraz ettikleri, bu durumda davalıların kiranın ödendiğini 269/b maddesinde sayılı belgeler ile kanıtlamaları gerektiği, ancak davalıların yargılamaya katılmadıkları gibi borcun ödendiğine ilişkin belge de sunmadıkları, davalıların itirazlarının genel ve soyut nitelikte kaldığı, davacı alacaklı vekilinin faiz alacağından vazgeçtiklerini imzalı beyanı ile belirttiği gerekçesiyle asıl alacak yönünden itirazın kaldırılmasına, faiz alacağı yönünden vazgeçme nedeni ile reddine, davalı kiracının kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalılar vekili tarafça temyizi üzerine 6. Hukuk Dairesinin 11.04.2016 tarihli ve 2015/10403 E. 2017/..2936 K. sayılı ilamı ile; “1-Davalı kefil yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı tarafından 12.11.2014 tarihinde, başlatılan takip üzerine düzenlenen örnek 13 ödeme emri kiracı ...’a 14.11.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, kefil ...’ya ise tebliğ edilememiştir. İİK’nin 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Ödeme emri davalı kefile tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Bu durumda mahkemece, davalı kefil yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 2-Davalı kiracı yönünden temyiz itirazlarına gelince; ...davalı kiracı süresinde yaptığı itirazında ve davadaki cevap dilekçesinde; 01.05.2014 – 01.05.2015 dönemi için kira miktarının 2.400,00 TL olmakla takip alacaklısının banka hesabına ödendiğini, bu nedenle takip ile istenilen aylık 2.616,00 TL kira bedelinin de gerçeği yansıtmadığını bildirmiştir. Davalı tarafça hem itiraz dilekçesinde, hem de cevap dilekçesinde takibe konu kira bedellerinin davacının banka hesabına ödendiğinin bildirilmesi ve talep edilen aylara ilişkin kira miktarına itiraz edilmesi karşısında, mahkemece kira sözleşmesinde kararlaştırılan artış şartı ve TBK"nin 344.maddesi nazara alınarak takibe konu edilen aylara ait kira miktarı hesaplanıp, kira bedellerinin ödendiği bankadan hesap ekstreleri de getirtilerek, takip ile istenilen döneme ilişkin yapılan ödemeler varsa bunlar mahsup edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonunda; davalı kefil ... yönünden, davacı tarafından 12.11.2014 tarihinde başlatılan takip üzerine düzenlenen örnek 13 ödeme emrinin kefil ...’ya tebliğ edilemediği, ödeme emri davalı kefile tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup anılan maddedeki sürelerin işlemeyeceği gerekçesiyle davalı ... yönünden itirazın kaldırılması isteğinin reddine karar verilmiş, davalı ... yönünden ise, süresinde borca, işlemiş faize ve aylık kira miktarına itiraz ettiği, ancak 13.000,25 TL asıl kira borcuna itirazını kanıtlayıcı İİK"nin 269/c maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ibraz etmediği, davalı borçlu ..."ın takip konusu 13.000,25 TL asıl kira borcunu ödemediği, davacı vekilinin 09/07/2015 tarihli celsede alınan beyanında faiz talebinden vazgeçtiklerini beyan ettiği gerekçesiyle, icra takibinde talep edilen 13.000,25 TL asıl kira alacağı yönünden itirazın kaldırılması ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı kefil ...’nın temyiz itirazları ile davalı kiracı ...’ın aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı kiracı ...’ın temyiz itirazları yönünden;
Taraflar arasında 01.05.2011 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşmede, konut olarak kullanılmak üzere kiraya verilen taşınmazın aylık kira bedelinin 2.100,00 TL olduğu, ödemenin her ayın 1’i ila 5’i arasında yapılacağı ve kira sözleşmesinin özel şartlar 3. maddesi ile, kira bedelinin ... Ticaret Odası tarafından hazırlanan ve www.ito.org.tr sitesinde de yayınlanan ... Ücretliler Geçinme İndeksi verilerine göre bulunan yıllık artış oranında artırılacağı kararlaştırılmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesinde “Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 2.maddesinde geçmişe etkili olma başlığı altında “Türk Borçlar Kanunu"nun düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları gerçekleştirdikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.” hükmü ile aynı Kanunun 7.maddesinde ise görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığı altında "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallar ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138.maddesi, görülmekte olan davalara da uygulanır." hükmü yer almaktadır. Türk Borçlar Kanunu"nun kira artışına ilişkin 344.maddesindeki düzenleme kiracıları koruyucu nitelikte olup, kamu düzenine ilişkindir. Az yukarıda yazılı olduğu üzere Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 2. ve 7. maddesi gözetildiğinde, TBK"nin yürürlüğünden önce serbest irade ile düzenlense de sözleşmedeki artış oranı, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. O halde, eldeki davalarda TBK"nin 344.maddesinde belirlenen artış oranını geçmediği ölçüde sözleşmedeki artış oranına itibar edilerek sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı 2014 yılı Haziran ayı bakiye kira alacağı ile kira artışı ile birlikte aylık 2.616,00 TL’den 2014 yılı Temmuz ayından Kasım ayına kadarki kira alacağı toplamı 13.991,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK"nin 344. maddesi hükmü de gözetilerek... artış oranını geçmemek üzere sözleşme hükmü doğrultusunda aylık kira bedelinin ve kira artış farkının belirlenerek, bu miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, TBK’nin 344.maddesindeki sınırlama gözetilmeden, sözleşmedeki artış oranına göre kira miktarının belirlendiği ve bu miktar esas alınarak itirazın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davalı tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce ve ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 30 günlük süre içerisinde hangi ay kirasına ilişkin olduğu belirtilmeden yapılan ödemeler olduğu ve davacının bu süre içerisinde yapılan ödemelerin takip konusu dönemden öncesine ilişkin olduğuna dair bir itirazının da olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 30 günlük süre içerisinde yapılan ödemeler değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, aylık kira bedellerinin sözleşmede kararlaştırılan artış şartı ile TBK’nin 344. maddesi uyarınca ...on iki aylık değişim oranı ortalaması birlikte göz önünde bulundurularak belirlenmesi ve davalının yasal süre içerisinde ödediği miktar da dikkate alınmak sureti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ; Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları davalı kefil açısından tüm, davalı kiracı açısından sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenle davalı kiracı açısından davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"ye 6217 Sayılı Kanun"la eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK"un 428 ve İİK"nin 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 14/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.