3. Hukuk Dairesi 2016/4057 E. , 2017/4556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 04/04/2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; taraflar ve vekilleri adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin 11201055, 11201056, 11201057, 11201058, 11201059, 11202614 ve 11202615 tesisat numarasıyla elektrik abonesi olduğunu, elektriği tarımsal faaliyette kullandığını, davalının düzenlediği faturalar ile hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 17.11.2015 tarihli dilekçesi ile de talebini 66.480,38 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak bedeli olarak alınan ücretin zorunlu olarak alınmasından dolayı iadesinin istenilemeyeceğini ve kısmi dava açılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 10.06.2015 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
./..
-2-
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1. fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanuna Tabi Tarımsal Amaçlı Kooperatifler;Tarım ve Köyişleri Bakanlığının görev alanında bulunan ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununa göre kuruluşları yapılan tarımsal amaçlı kooperatif tüzel kişilikleridir.
Türlerine göre tarımsal amaçlı kooperatifler:
1 Tarımsal Kalkınma Kooperatifi
2 Sulama Kooperatifi
3 Su Ürünleri Kooperatifi
4 Pancar Ekicileri Kooperatifi dir.
Tarımsal amaçlı kooperatiflerin amacı ; yeteri derecede iktisadi güce sahip olmayan gerçek kişilerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım,dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmektir.
Tarımsal Amaçlı Kooperatifler kapsamında yer alan; Sulama Kooperatiflerinin Amaçları: ise; Devletçe ikmal edilmiş veya edilecek sulama tesislerinden alınacak veya her ne suretle olursa olsun tarım sahalarından çıkarılacak suyun ziraatta kullanılması ile ilgili arazi tesviyesi, tarla başı kanalları, tarla içi sulama ve drenaj gibi zirai sulama tesislerini kurmak veya kurulmuş olan sulama tesislerini işletmek, işlettirmek ve bakımını yapmak ve yaptırmak, amacıyla kurulup faaliyet göstermektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; dava, davacı kooperatiften tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir ve abonelikler tarımsal sulama aboneliğine ilişkin olup; uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında da kalmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın görülmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile değil Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılıp sonuçlandırılması gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak esasa ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.