Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili dava dilekçesinde ve 20.09.2013 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya sipariş ettiği banyo ürünlerine karşılık olmak üzere toplam 260.000-TL değerinde 3 (üç) adet çek verdiğini, ancak davalının siparişe konu ürünleri teslim etmediği gibi çekleri de iade etmediğini, T........... numaralı ve 80.000-TL tutarındaki çek bedelinin davalı şirkete ödendiğini, aynı bankaya ait ............. numaralı 80.000-TL tutarındaki çekin davalı tarafından ciro edilen dava dışı şirkete ödendiğini, yine aynı bankaya ait ........... numaralı ve 100.000-TL tutarındaki çekin ise davalı tarafından ciro edilen dava dışı şirket tarafından icra takibine konu edildiğini belirterek; müvekkilinin dava konusu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çeklere ilişkin ödenen paranın istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; çekin bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 232. maddesine göre (818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun182.maddesine göre) asıl olan peşin satış olup, peşin satışta mal ve senetin aynı anda verildiği yönünde yasal karinenin mevcut olduğu, davacı taraf, sipariş edilen mal bedeli olarak dava konusu çeklerini verdiğini, sipariş edilen malların o sırada teslim edilmediğini iddia ediyor ise bunu yazılı delil ile ispat etmek zorunda olduğu, ancak davacının bu yönde yazılı bir delil sunmadığı, yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, ancak davacının defterler incelenmeden yemin teklif etmeyeceğini beyan ettiği, bu hususta yazılı delil ile ispat yükümlülüğü bulunmakta olup, defter incelemesi yapılmasının neticeye etkili bir yönü bulunmadığı, netice itibariyle davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.