Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/2005 Esas 2018/8858 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2005
Karar No: 2018/8858
Karar Tarihi: 02.11.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/2005 Esas 2018/8858 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/2005 E.  ,  2018/8858 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 50. maddesi (tam teselsül) yada birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu"nun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda da, öğretideki eleştiriler doğrultusunda tam ve eksik teselsül ayırımı kaldırılmışsa da (61. madde gerekçesi), teselsül esasına dayanan sorumluluk ilkesine ilişkin düzenlemeler korunmuş ve anılan Kanun"un birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 61. maddesinde de; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almıştır. Anılan Kanun"un 163. maddesinde de davacının, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebileceği öngörülmüştür. Anılan Yasanın 163. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanmak için, zarara uğrayanın, talebi gereklidir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı işveren şirket % 60 (kooparatif başkanı % 10, başkan yardımcısı % 5, üye % 5), mütevefa işçi % 40 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş olup davacının müteselsil talebi bulunmaması karşısında % 40 kusur karşılığı kurum zararına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hüküm silinerek yerine;
    Davacının davasının kısmen kabulü ile;
    1-9.464,88 TL peşin sermaye değerli gelirin onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,(tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi için ödemelerin infaz aşamasında gözetilmesine)
    2-Hükmedilen miktara göre alınması gereken 646,54 TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
    3-Davacı tarafça Yargıtay öncesi ve sonrasında yapılan 1.925,00 TL bilirkişi ücreti, posta 645,10 TL talimat, posta, davetiye ve müzekkere giderleri olmak üzere toplam 2.570,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.713,40TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerine bırakılmasına,
    4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 maddesi gereğince 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.