15. Ceza Dairesi 2017/30059 E. , 2019/15584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-) TCK"nın 204/1, 43/1 , 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2-) TCK"nın 157/1, 62, 52/2, 52/4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılana ait marangozluk iş yerinde çalışmaya başladığı, tanık ...’ya ait işi yapmak üzere anlaşıp 8.750 TL parayı katılanla birlikte aldıkları, bu para ile aldıkları malzemeler ile Erdal isimli bir kişiye ait işleri yaptıkları, sanığın Erdal’dan aldığı 8.500 TL parayı katılana vermediği, tanık ...’ya ait işi bitirmeden ortadan kayboldu, ayrıca ...’ya ait iş için düzenlenen sözleşme ve teminat senedini ... olarak imzaladığı bu suretle dolandırıcılık ve zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
a-) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, sanığın, aynı suç işleme kararıyla ve aynı anda düzenlenen senetlerle ilgili olarak tek bur suçtan hüküm kurulması gerekeceği, buna karşın, aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda düzenlenen senetlerle ilgili olarak yine tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulup, aynı Kanun"un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği, farklı suç işleme kastının bulunduğunun ispatı halinde her bir eylemin ayrı bir suç oluşturacağı, bu hukuksal olgular ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın, aynı anda sözleşme ve senedi imzaladığı dikkate alınarak, verilen cezanın TCK’nın 43. maddesi gereğince arttırılmak suretiyle fazla ceza tayini,
b-) Suça konu belgelerdeki sahteciliğin, iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının tespit edilmemiş olması ve sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla, söz konusu belgelerin duruşmaya getirtilerek mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
2- Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın ve katılanın beyanları ile tüm dosya kapsamından, sanığın katılana ait iş yerinde çalıştığı ve müşterilerden aldığı paraları katılana teslim etmediği, bu kapsamda eylemin uzlaşma kapsamında olan TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözardı edilerek vasıfta hataya düşülmek sureti ile dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 25/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.