23. Hukuk Dairesi 2013/9516 E. , 2014/4170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2012/5-2013/473
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasında 26.01.2009 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 31.01.2010 tarihinde sona erdiğini, sözleşme sonunda müvekkil şirketin alacakları için davalıya başvurduklarında davalının kısmî ödeme yapıp bakiye 17.496,00 TL"ye ise müvekkili şirketin bünyesinde çalışan işçilerin kıdem ihbar tazminatlarına karşılık olarak bloke konulduğunu, ayrıca 11.000,00 TL bedelli teminat mektubunun da iade edilmediğini, oysa işçilerin 29.01.2010 tarihinde kendi rızaları ile bir başka iş bulmaları nedeniyle istifa ettiklerini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadıklarına ilişkin belgelerin davalı tarafa sunulduğunu, işçilerin müvekkilinden herhangi bir talepleri bulunmadığını, davalının kendisi ile bağlantısı olmayan işçilerin tazminatları ile ilgili olarak kesinti yapmasının yasal olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin hakedişinden kesilen 17.496,00 TL"nin yasal faizi ile tahsilini ve 11.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilinin davacı şirketten hizmet alımı yaptığını ve sözleşmenin 31.01.2010 tarihine kadar devam ettiğini, davacı tarafından 2010 yılı Ocak ayı hakediş faturasının müvekkili şirkete ibraz edildiğini, ancak işçilik alacakları ile ilgili ödemenin davacı tarafından yapılmadığını, bu nedenle davacıya hak edişinin kısmî olarak ödendiğini, zira davacı şirketin işçilerin sözleşmelerini feshettiği halde ve hizmet süreleri bir yılı doldurmadığından bahisle kıdem tazminatı ve izin ücretlerini ödemediğini, yine işçilerine her ay yapılması gereken ayni ödemelerin de yapılmadığını, müvekkili ile davacı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğundan, asıl işveren olan müvekkilinin alt işveren olan davacının işçilerine karşı İş Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesi"nden dolayı müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu, ayrıca davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna karşı yükümlüğünden de sorumlu olduğunu; Sosyal Güvenlik Kurumundan alacağı ilişiksizlik belgesini sunmaması nedeni ile teminat mektubunun iade edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında 26.01.2009 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin 31.01.2010 tarihinde sona erdiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın sözleşme ve teknik
şartname ve diğer dayanak belgelerine göre davacının yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, teminat mektubunun iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve çalıştırılan işçilerin açmaları muhtemel tazminat ve alacak davaları nedeni ile davalının asıl işveren olarak sorumlu olacağından bahisle hakedişlerden kesilen bedelin sözleşme ve yasalara uygun olup olmadığı hususunda toplandığı, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü"nce ilişiksizlik yazısı düzenlendiği, davacının sunduğu hizmet nedeni ile Sosyal Güvenlik Kurumunun ödemediği herhangi bir borcunun olmadığı, davacının işçileri tarafından açılan herhangi bir dava olduğu hususunda dosyaya delil ve bilgi sunulmadığı, davacının işçilerinden aldığı dilekçeleri dosyaya sunduğu, bu dilekçelerde işçilerin dava açmayacakları ve hiçbir hak ve alacaklarının olmadığını beyan ettikleri gerekçesi ile dava konusu 23.01.2009 tarih 11.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesine, davalı tarafından davacıya ödenmeyen 17.496,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.