10. Hukuk Dairesi 2018/3497 E. , 2018/8847 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle asıl dava ile birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, Dairemizin 2014/25123 Esas - 2016/7901 Karar sayılı 10.05.2016 tarihli bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
1-Davacı Kurumun, 506 sayılı Kanunun 26. maddesinden doğan rücu hakkı "halefiyete" değil, "Kanundan doğan basit rücu hakkına" dayalı olup, Kurumun rücu alacağı, ilk peşin sermaye değerli gelirin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi, bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda, Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceğinin göz önünde tutulması gerekir.
506 sayılı Kanunun 92. maddesi "Hem malullük hem de yaşlılık sigortasından aylık bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı bağlanır. Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir." düzenlemesini içermektedir.
Dava konusu edilen gelirlerin, malüllük aylığı bağlanması nedeniyle 506 sayılı Kanunun 92. maddesi uyarınca 01.04.2009 tarihi itibariyle yarıya indirildiğinin anlaşılması karşısında, davalının tazminle sorunlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı; gelirin başladığı tarih itibariyle 92. maddeye göre indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödemelerin yarısı ilave edilerek belirlenmeli, bu şekilde belirlenen miktarın ise herhalde 92. maddenin uygulanmasından önceki ilk peşin sermaye değerli gelir tutarını geçemeyeceği gözden uzak tutulmamalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar uyarınca varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplamaya dayalı olarak fiili ödemelerin yarısının indirilmiş haliyle ilk peşin gelire ilavesi yerine tamamının ilavesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
2-Yine Dairemiz bozma öncesinde, davacı Kurum tarafından 28.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davasının ıslah edildiği, mahkemece de bozma öncesi verilen 21.08.2014 tarihli kararda bu ıslah dikkate alınarak kararın verildiği, ancak bozma sonrası verilen kararda ıslah talebinin değerlendirilmediği ve dava dilekçesine göre karar verildiğinin anlaşılması karşısında verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.