11. Hukuk Dairesi 2015/8445 E. , 2016/276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ..
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2010/761-2013/483
Taraflar arasında görülen davada BTicaret Mahkemesi’nce verilen 12/11/2013 tarih ve 2010/761-2013/483 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12/01/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. davalı E.. A... vekili Av. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete taşıma rizikolarına karşı sigortalı bulunan dava dışı ait 44 koli bebek bezi yan bandı emtiasının, davalı E.. A... tarafından üstlenilen İngiltere Türkiye taşınması sırasında, 22 kolinin üst kısımlarından maruz kaldıkları ağırlık nedeni ile ezilerek hasar gördüğünün tespit edildiğini, yapılan incelemede karton koliler üzerinde en fazla iki kat üst üste istif edilebilir ibaresi olmasına rağmen, nakliyeci tarafından dorse içine iki katlı olarak yüklenen emtianın üzerine, başka bir firmaya ait ahşap kasalı malzemenin yüklendiğinin, hasarın da bu nedenle meydana geldiğinin anlaşıldığını, bu davalının taşıma işini diğer davalıya verdiğini, hasar sebebi ile müvekkilince sigortalıya 15/12/2008 tarihinde (16.852) İngiliz Sterlini (39.202,81 TL) tutarında tazminat ödendiğini, bu hususta girişilen icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosyaya sunulan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 2 kap emtia dışındaki diğer malların hasar gördüğünün ispat edilemediği, meydana gelen hasardan taşıyıcı ve alt taşıyıcı konumunda bulunan davalıların sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı borçluların itirazlarının iptaline, takibin asıl alacak miktarı olan (3.739,08)TL üzerinden devamına, bu alacağa 15/02/2008 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma rizikolarına karşı sigortalı bulunan emtiada meydana gelen hasar bedelinin, hasar sorumlusu olan davalılardan rücuen tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu taşımanın hükümlerine tabi olduğu, zararın davalılar tarafından, üzerinde en fazla iki kat üst üste istif edilebileceği yazılı karton kutuların üstüne, başka bir müşterinin emtiasının yüklenmesinden kaynaklandığı, diğer bir deyişle zararın tamamından davalıların sorumlu bulunduğu hususları, dosya kapsamından sabit olduğu gibi, mahkemece 2 koli emtiada meydana gelen hasarın tamamından davalıların sorumlu tutulmasına dair işbu kararın, davalılar tarafından temyiz edilmemesi ile de kesinleşmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hasar bedelinin ne kadarının ispat edilebildiği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece ekspertiz raporunda incelenen 2 koli emtiada meydana gelen hasar bedelinin ispatlanabildiği, diğer malların hasar gördüğünün ise ispat edilemediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Oysa aynı ekspertiz raporunda, gerçekte 22 kolinin hasara uğradığı, ancak hijyen koşullarının bozulmaması nedeniyle sadece 2 kolinin açılabildiği bildirilmiştir. Yine davalı E.. A..."nin deposunda, gümrük memuru ile birlikte E.. A... yetkilisinin de imzasını taşıyan 24.08.2008 tarihli teslim tesellüm tutanağında, açıkça 22 kap eşyanın hasarlı olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla artık toplam 22 koli eşyanın hasara uğradığının davacı tarafça ispatlandığı kabul edilmelidir.
Gerçek hasar bedelinin tespiti için mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda ise davacı vekili ile yapılan görüşmede ürünlerin satıldığının bildirildiği, ürünlerin fiilen görülememesi nedeniyle tam ziya sayılıp sayılamayacağının tespit edilemediği bildirilmiştir. Gerçekten de davacı vekilince 24.09.2013 tarihli dilekçede ve 12.11.2013 tarihli son oturumda, 22 kap eşyanın 5 yıl önce satıldığı 2009 yılında yaşanan sel felaketi neticesinde belgelerinin zayi olduğunu bildirildiği, bu nedenle satış belgelerinin sunulmasının mümkün olmadığı belirtilmiş ve mevcut delillere göre karar verilmesi talep edilmiştir. Dosyaya sunulan davacıya hitaben düzenlediği 07.11.2008 tarihli teklif yazısında da, 1.444 adet çocuk bezi bandı için (750) TL. sotaj fiyatı teklif edildiği bildirilmiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, 22 koli eşyanın hasara uğradığının ispatlandığının ve bu hasar bedelinin tamamından davalıların sorumlu olduğunun kabul edilmesi, daha sonra dosyadaki mevcut delillere göre, CMR Konvansiyonu hükümleri uyarınca davalı taşıyıcıların sorumlu bulunduğu hasar bedelinin ne olabileceği konusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınması, hasar bedelinin bu şekilde de tespitinin mümkün olmaması halinde, mahkemece 818 sayılı BK."nın 42. maddesi (6098 sayılı TBK."nın 50. maddesi) uyarınca, zarar miktarının adalete uygun olarak belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.