10. Hukuk Dairesi 2020/2551 E. , 2021/7011 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Turgutlu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davacının davalı işveren yanında kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı işveren yanında 15/05/2013-17/09/2013 tarihleri arasında bildirilmeyen çalışmalarının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sicil numaralı işyerinde hizmet cetvelinde belirtilen süre kadar çalıştığını, aksinin delillerle ispat edilmesi gerektiğini, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi"nin 26/12/1991 tarih 1991/9368 Esas 1993/11696 Karar sayılı ilamı gereği Yargıtay"ın araştırılmasını istediği hususların önemle araştırılması gerektiğini, davacının davasının reddini talep ve beyan ettiği görülmüştür.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkeme "Davacının davasının kabulü ile davacının, ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve ... ait sicil numaralı işyerinde 15/05/2013-17/09/2013 tarihleri arasında,
2013/ 5. ay 16 gün
2013/6. ay 30 gün
2013/7.ay 30 gün
2013/8.ay 30 gün
2013/9.ay 17 gün olmak üzere toplam 123 gün asgari ücretle sigortalı hizmetinin tespitine, " karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Turgutlu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nden verilen 23/03/2018 tarih, 2013/561 Esas ve 2018/202 Karar sayılı kararına yönelik davalı şirket vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik araştırma ile verildiğini belirterek bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Mahkemece, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin dönem bordroları getirtilmiş ve tanıklar dinlenmiş ise de; tanıklardan ..."in " ben Temmuz ayında işe başladığımda 4-5 gün sonra o da çalışmaya başladı" şeklindeki ifadesi, tanık ... "... bu inşaatın sıva ve boya işçiliğinde 22 Temmuz 2013 tarihinden 17/09/2013 tarihleri arasında benimle birlikte çalıştı" şeklindeki ifadesi, tanık ..."ın " 29 Haziran 2013 ile 10 Eylül 2013 tarihleri arasında çalıştım, davacıyı bu sebeple tanırım, benim çalıştığım tarihler arasında kendisi az önce belirttiğim inşaatta çalışmıştır" şeklindeki beyanı değerlendirildiğinde mahkemenin işe başlama tarihindeki tanık anlatımları arasındaki çelişkiyi gidermediği ve karar verdiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, dinlenen tanıkların anlatımları işe başlama tarihinin Haziran ayını göstermesi karşısında, davacının işe başlama tarihi ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.