Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Hakaret eyleminden kurulan kararda; Sanığın yokluğunda karar verilerek 28/11/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükme karşı, 1412 sayılı CMUK"un 310/1-2. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 16/05/2016 tarihinde sanık tarafından yapılan temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve aynı Kanunun 317. maddeleri gereğince REDDİNE, 2-Tehdit eyleminden kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyize gelince, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içerğine göre yapılan incelemede; Sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK"nın 321/8. maddesine 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." cümlesi eklenmiş ise de, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın engel oluşturmaması karşısında, CMK"nın 231/6. maddesi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davaranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılmadan, yeterli olmayan gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 12/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.