17. Hukuk Dairesi 2018/1686 E. , 2020/1650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş. vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 08/12/2011 tarihinde davalı sürücünün kusurlu hareketi nedeniyle meydana gelen kazada müvekkillerinin murisi ..."nın vefat ettiğini açıklayıp, müvekkili ... için 100.000,00 TL, müvekkili ... için 100.000,00 TL olmak üzere 200.000,00 TL manevi tazminatın ... Sigorta A.Ş. dışındaki davalılardan tahsilini, müvekkili ... için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimlidik 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan kaza tarihi olan 08/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili; ... için olan talebini 16.098 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... ve ...vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporu ve bozma ilamına göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... ... için 13.683,41 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 08/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketinin poliçesi limitleri dahilinde ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile)tahsili ile davacılara ödenmesine, davacı ... için 7.000,00 TL manevi tazminatın davacı ... ... için 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketi dışında diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, maddi tazminata ilişkin hesaplamaları içeren uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı ...vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava davacılar murisinin trafik kazasında ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle sigortacının yasa hükümleri uyarınca gerçek zararı tazmin borcu vardır. Bunun yanında işletenin, Karayolları Trafik Kanunu"nun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluğunun karşılanması sağlamak üzere 91. maddesinde mali sorumluluk sigortası yaptırılması öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Somut olayda; mahkemenin ilk kararının temyizi üzerine dairemizce, davalı sürücünün %15 kusurlu, yaya olan desteğin ise %85 kusurlu olması nedeniyle davalı tarafın hesap edilen tazminattan kusur oranına göre sorumlu tutulması gerekirken, tam kusura göre sorumlu tutulmuş olması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu
belirtilerek yeniden hüküm kurulmuşsa da davacı ... için hesaplanan toplam 16.098,13 TL tazminatın davalının %15 kusur oranına tekabül eden kısım olan 2.414,00 TL"ye hükmedilmesi gerekirken, davacılar murisinin %85 kusuruna karşılık gelen 13.683,41 TL"ye hükmedilerek bozmanın gereğinin yerine getirilmemiş olması doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre; davanın maddi ve manevi tazminat yönünden kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen hükmün 6.bendinde "Vekalet Ücreti..." şeklinde ibarenin yazılarak hükmün bu kısmının tamamlanmaması ve kabul ve red durumuna göre her iki taraf için vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
3-Kabule göre;Hükmün 3. bendinde "1.289,20 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine "karar verilmiş ise de hükmedilen bu miktarın konusunun ne olduğunun belirtilmemesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bette açıklanan nedenlerle davalı ...vekili ile davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ...ye geri verilmesine 18/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.