16. Hukuk Dairesi 2014/15842 E. , 2016/241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan 532 parsel sayılı 35.740 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, paylı tapu kaydı nedeniyle davalılar ... ve müşterekleri ile dava dışı şahıslar adına payları oranında tespit edilmiş ve kadastro tutanağı 18.10.1988 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir. Davacı ..., tespitte uygulanan paylı tapu kaydının geldisi olan kök tapu kaydına dayanarak 23.02.1998 tarihinde, davacı ... ... ise taşınmazın bir bölümünü davalıların murisi olan ..."den 1991 yılında haricen satın aldığı iddiasıyla 25.12.2001 tarihinde ayrı ayrı dava açmışlardır. Davacı ... ..."ın açtığı davanın yargılaması sırasında ..., davacı ... ..."ın davaya konu ettiği taşınmaz bölümü üzerinde bulunan yapının yarısının kendisine ait olduğu iddiasıyla 24.01.2003 tarihinde davaya katılmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sırasında ..., davacı ..."ın tasarrufunda bulunan ve davaya konu ettiği taşınmazın bir bölümünü 1999 yılında ..."dan haricen satın aldığı iddiasıyla 19.03.2003 tarihinde davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ... ve müdahil ..."in davalarının kabulü ile davalıların tapu kayıtlarının davacı ve müdahilin belirlenen payları oranında iptali ile adı geçen davacı ve müdahil adlarına tesciline, müdahil ..."in davasının kabulüne ve 02.10.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilen yapının yarı payının müdahil ..."e ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve bir kısım müşterekleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı ... ile müdahiller ... ve ..."in talepleri yerinde görülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Dava konusu 532 parsel sayılı taşınmaz ile güneyindeki yol ve yoldan sonra gelen 533 parsel sayılı taşınmaz öncesinde bir bütün olarak 7.5.1976 tarih ve 78 sayılı tapu kaydıyla davalıların miras bırakanı ... adına kayıtlı iken bu şahıs tarafından taşınmazın büyük bir çoğunluğu irili ufaklı bölümler halinde tapudan ve tapu dışı yollarla üçüncü kişilere satış yoluyla devredilmiştir. Başlangıçta 97.860 metrekare yüzölçümüne sahip olan taşınmazın içinden kamulaştırma yapılmak suretiyle 1983 yılında karayolu geçirilmiş ve taşınmaz hemen hemen iki eşit parçaya ayrılmıştır. Bu durum kök tapu kaydının 14.6.1985 tarih ve 11, 12 ve 13 sayılı tedavüllerinde gösterilmiştir. Davacı ..."ın dayanağı olan 27.5.1986 tarih ve 14 numaralı kaydın geldisi, 15.7.1985 tarih ve 13 numaralı kayıt olup, onun da geldisi yukarıda sözü edilen 14.6.1985 tarih ve 12 numaralı kayıttır ve yüzölçümü de 37.784 metrekaredir. Davacı ..."ın dayanağı olan 27.5.1986 tarih ve 14 numaralı kayıt 533 parsel sayılı taşınmaza revizyon görmüş olup, sınırları itibariyle de bu taşınmaza uyduğu dosya kapsamı itibariyle saptanmıştır. Bununla birlikte kadastro tespitinin yapıldığı 28.4.1988 tarihinden önceki 5.1.1988 tarihinde ...nce taşınmazın 3194 sayılı Yasa gereğince ifrazının mümkün olmadığına dair karar alınmış ve bu karara istinaden düzenlenen haritada her bir paydaşın taşınmazdaki fiilen kullandıkları yerler gösterilmiştir. Davacı ..."ın yeri bu haritada 16 numaralı bölümde gösterilmiş ve bölümün kadastro tespitinde 533 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı görülmüştür. Bu haliyle davacı ..."ın çekişmeli 532 parsel sayılı taşınmazda bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu kabul kararı verilmesi isabetsizdir. Davacı ..."ın davasının reddi gerektiğine göre buna bağlı olarak açılan müdahil ..."in davası da dayanaksız kalacağından ve ayrıca bu müdahilin kadastro tespitinden sonraki döneme ilişkin olan harici satın alma iddiasına da değer verilemeyeceğinden müdahil ..."in davasının da reddine karar verilmelidir. Müdahil ..."in davası bakımından ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2. maddesinde yer alan muhdesat şerhine ilişkin düzenleme, ancak kadastro tespitinden önceki muhdesatlar için öngörülmüşken, kadastro tespitinden sonra yapıldığı sabit olan yapı için adı geçen müdahil adına yazılı şekilde muhdesat şerhi verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.