16. Hukuk Dairesi 2016/484 E. , 2016/230 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 104 ada 63 parsel sayılı 12.543,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ve tarla vasfı ile Hazine adına; 109 ada 81 parsel sayılı 9.458,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz yine tarla vasfı ile tapu kaydına ve mahkeme kararına istinaden hükmen, ifrazen Hazine adına; 104 ada 168 parsel sayılı 1.333,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise verimsiz oluşu nedeniyle zilyedi tarafından terk edilmiş olduğu belirtilerek ham toprak niteliği ile yine Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne çekişmeli 104 ada 63 ve 168 nolu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile bu taşınmazların tarla niteliği ile davacı ... adına tapuya tesciline, 109 ada 81 parsel hakkında açılan davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişme konusu 104 ada 63 parsel sayılı taşınmazın Hazine"ye ait tapu kaydının oluşum tarihi olan 1961 yılına kadar davacının 20 yılı aşkın süreyle zilyet olduğu ve kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının oluştuğu, 104 ada 168 parsel bakımından ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki şartların davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 109 ada 81 parselin ise, evvelinde Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle kazandırıcı zamanaşımının işlemeyeceği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine dair karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Çekişme konusu 104 ada 63 ve 109 ada 81 parsellerin tesbit dayanağı tapu kayıtları 4753 sayılı Yasayla oluştuğundan, olayda 4753 sayılı Yasaya göre oluşan tapu kayıtları kapsamının zilyetlikle iktisap koşullarına dair özel hükümler içeren 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46. maddesinin uygulanması gerekmektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesinde; 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına tescil edilen taşınmaz malların 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunacağı belirtilmektedir. Kadastro tespiti sırasında 104 ada 63 ve 109 ada 81 sayılı parsellere uygulanan Toprak Tevzi Komisyonu"nca oluşturulan tapu kayıtlarının nizalı taşınmazlara uyduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu 109 ada 81 sayılı parsel ile ilgili olarak ....Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1989/... Esas,
1991/.... Karar ve 12.07.1991 tarihli ilamı ile, tapu iptali tescil davası sonunda davalı Hazine adına hükmen oluşan tapu kaydı var ise de anılan dosyadaki davanın tarafları ile bu davanın tarafları arasında irtibat bulunmaması nedeniyle bu ilam davacı yönünden bağlayıcı olmadığı gibi, Toprak Tevzi Komisyonunca Hazine adına oluşturulan tapu kaydının oluşumundan önce zilyetlik sebebiyle iktisabına da engel değildir. Somut olayda; Çekişme konusu taşınmazlardan 104 ada 63 ve 109 ada 81 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu kaydının oluşumundan önce davacı taraf yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 46/1. madde hükümlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenmemiştir. Taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerden biri taşınmazın meradan sürülmek suretiyle elde edildiğini, bir diğerinin ise; burasının ekili tarla olduğunu ve sahiplerini bilmediğini beyan ettiği halde beyanlar arasındaki çelişki giderilmemiş; diğer taraftan çekişme konusu 104 ada 168 parsel sayılı taşınmaz.... oğlu ..."ın ceddinden intikalen ve taksimen geldiği, 20 yılı aşkın süreden beri zilyet olduğu, 1981 yılında verimsiz olması nedeniyle taşınmazı terk ettiği belirtilerek senetsizden Hazine adına tespit edildiği halde, mahalli bilirkişi ve tanıkların ......"a ilişkin bilgi sahibi olmadıkları, taşınmazın ...."dan davacıya nasıl intikal ettiğini de bilmedikleri anlaşılmıştır. Mahkemece keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin söz konusu bölgeyi ve tapunun oluşumundan önceki tarihi iyi bilmeyen kişilerden seçildiği, nizalı taşınmazları da iyi bilmedikleri anlaşılmaktadır. Yine ziraatçi bilirkişi tarafından, taşınmazın ne zamandan beri tarım arazisi olarak kullanıldığı, taşınmazın niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü bakımından bilimsel ve gerekçeli denetime elverişli rapor sunulmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz incelemeye dayanılarak karar verilemez.
O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için; nizalı taşınmazların belirtmelik tutanakları ile varsa dayanakları ve çekişmeli taşınmazların komşu parsel tutanakları ile dayanakları birlikte getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, olabildiğince yaşlı tarafsız, davada yararı bulunmayan, nizalı taşınmazın bulunduğu bölgeyi iyi bilen ve Toprak Tevzi yoluyla oluşturulan tapu kaydının oluşumundan önceki zilyetlik süresini bilebilecek kişiler arasından belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, 1 fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, 1 fotoğrafçı bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olup olmadığı, varsa bu zilyetliğin ilk kez hangi tarihte ve nasıl başladığı, kimden kime ve ne surette intikal ettiği, kimler tarafından ne kadar süreyle ve ne olarak kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taraflarca dayanılan kayıt ve belgeler ile komşu kayıtlara revizyon gören kayıt ve belgelerde okunan köy ve mevki adları, taşınmazların cinsi ile sınırları hususunda açıklama istenmeli, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde HMK"nın 31. maddesi uyarınca hakime verilen dosyayı aydınlatma görevi kapsamında tespit tutanağı bilirkişileri de tanık sıfatı ile taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek çelişki giderilmeli, mahkeme gözlemi tutanağa yansıtılmalı; 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazların eski tarım arazisi olup olmadığı, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü, tarımsal faaliyete ne zaman başlanıldığı hususlarını açıklayıp irdeleyen taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, toprak tevzi haritası ile kadastro paftasını çakıştırmalı olarak gösterecek ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, fotoğrafçı bilirkişiden; çekişmeli taşınmazların tamamını, komşu parsellerle arasındaki sınırları ve komşu parselleri gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten fotoğraflar çekmesi istenmeli, 104 ada 168 sayılı parsel tespit tarihinden, diğer parseller yönünden Hazine tapusunun oluşma nedeni göz önüne alınarak tapu kaydının oluştuğu dönemden önce taşınmazların niteliğinin zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığı ve davacı tarafın taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin iktisap sağlayan süreye ulaşıp ulaşmadığı, buna göre de 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1 ve 14. madde koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı tartışılmalı, anılan Yasa"nın 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar eşliğinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurulmadan eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.