MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve katılanlardan ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği, ... köyünde bulunan ve 1963 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında murisi ... adına yapılan tesbite Orman Yönetiminin itirazı sonrası tesbiti iptal edilerek orman olarak tapulama harici bırakılan 5 ve 6 nolu parseller üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Yargılama sırasında ...vekili 13/12/2013 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu taşınmazların davacı ile ortak kök murisleri olan ...’a ait olup taşınmazlarda pay sahibi olduğunu belirterek ½ payla davacı ve adına tesciline karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır. ... ve diğerleri ise dava konusu taşınmazların içerisinden kendilerinin ve köyün kullanımında olan kadim yol geçtiğini belirterek davaya katılmışlar ve yolun varlığının tespiti ile tapuya tescilini talep etmişlerdir. Mahkemece 5 numaralı parsel hakkında açılan dava dosyadan tefrik edilmiş ve yargılamaya 6 numaralı parsel açısından devam edilerek yapılan yargılama sonunda davacıların ve katılanların davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve katılanlardan ...ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TMK’nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tesciline yöneliktir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1963 yılında genel arazi kadastrosu yapılmıştır. Ayrıca dava tarihinden sonra, 16/02/2016-16/03/2016 tarihleri arasında ilan edilen, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı dava dilekçesi ile kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu belirterek adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında ...taşınmazın ortak kök muristen intikal ettiğini ve payı olduğunu iddia ederek davaya asli müdahil olarak katılmış, ...ve diğerleri ise taşınmaz üzerinden kendilerinin ve köyün kullanımında olan yol geçtiğini belirterek davaya müdahil olmuşlar, mahkemece dava konusu edilen taşınmaz için ... Tapulama Hakimliğinin 1967/114 Esas-1969/7 Karar sayılı kararının eldeki davada davacı ve asli müdahillerden ...aleyhine kesin hüküm teşkil edeceği, diğer asli müdahiller için ise kadastro tespitinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiş ise de, söz konusu Tapulama Hakimliğinin kararında dava konusu edilen, kadastro çalışmaları sonucu davacı ve katılanlardan ...murisi olan ... adına tespit edilip itiraz üzerine tespiti iptal edilerek orman vasfıyla tapulama harici bırakılan 6 parsel sayılı taşınmaz ile eldeki davada dava konusu edilen taşınmazın aynı olup olmadığının tespiti için mahallinde keşif yapılmamış, ayrıca 10 yıllık hak düşürücü sürenin hakkında kadastro tutanağı düzenlenen ve kesinleşen taşınmazlar yönünden geçerli olacağı, tescil harici bırakılan taşınmazlar yönünden söz konusu hak düşürücü sürenin uygulanma olanağının bulunmadığı gözeltilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.O halde; öncelikle mahkemece bir orman mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, ... Tapulama Hakimliğinin 1967/114 Esas-1969/7 Karar sayılı kararına konu 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro paftası ve krokisi zemine uygulanmak suretiyle davacı tarafından eldeki davada talep edilen taşınmaz ile aynı olup olmadığı kesin ve net bir şekilde saptanmalı, yapılan uygulama sonucu mahkeme kararına konu 6 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından eldeki davada dava konusu edildiği saptandığı takdirde ise, ... Tapulama Hakimliği’nin 1967/114 Esas-1969/7 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı HMK’nın 303/3.maddesinde düzenlenen “kesin hüküm, tarafların külli halefleri hakkında da geçerlidir” hükmü gereğince külli halef konumunda olan davacı ve asli müdahil ...aleyhine kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddine karar verilmelidir.Ayrıca, yukarda açıklandığı üzere diğer asli müdahiller ...ve diğerlerinin davası hak düşürücü süreden reddedilmiş ise de; hakkında kadastro tutanağı düzenlenen ve kesinleşen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık sürede dava açılabilirse de, eldeki davada çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği için, işin esasına girilip müdahillerin talebi yönünden delilleri sorulup toplanarak mahallinde yapılan keşifte bu hususta araştırma yapılmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ile katılanlardan ...ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.