16. Ceza Dairesi 2015/7100 E. , 2016/2643 K.
"İçtihat Metni"TALEP :
Hakaret, kişilerin huzur ve sükunu bozma ve iftira suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 14.03.2014 tarihli ve 2013/176181 soruşturma, 2014/17589 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2014 tarihli ve 2014/941 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan ""Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda müştekinin iddiasının soyut iddiadan ibaret olduğu ve anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şikayet dilekçesi ekinde sunulan 11.12.2013 tarihli e-posta çıktısında da görüldüğü üzere şüpheli ..... tarafından müşteki ......"ya gönderilen e-postada acziyet, kötü niyet ve benzeri ithamlarla hakaret suçuna vücut verebilecek ifadelerin kullanılmış olduğu, ayrıca şüphelilerin müştekinin çalışanlarının giriş kartlarını vermediği ve alışveriş merkezi içinde elektrik kullanmalarını engelledikleri yönündeki iddiaların araştırılarak iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçu bakımından soruşturmanın genişletilmesi gerektiği cihetle, yalnızca şüphelilerin ifadelerine başvurulup, başkaca bir soruşturma işlemi yapılmadan eksik soruşturma ile karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığının 01.09.2015 tarih ve ......-.....-..... sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2015 gün ve 2015/308914 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I ) Olay:
Müşteki ... Lüks Deri San. ve Tic. Ltd. Şti ve şirket yetkilisi ... vekilinin iftira, hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda,... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/176181 soruşturma numaralı dosyasında 14.03.2014 tarihli kararıyla, soruşturmayı gerektiren suç ve suçluluk halinin bulunmadığı, anlaşmazlığın hukuki nitelikte olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2014 tarihli ve 2014/941 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II ) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyerek, reddeden merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III ) Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir. Somut olayda müşteki ...... ve Tic. Ltd. Şti"nin yetkilisi ...nın ...AVM"de stand kiraladığı bu kiralanan yerin tahliyesi konusunda çıkan anlaşmazlık nedeniyle söz konusu AVM"de yönetici olan şüpheliler ... ve ... tarafından yapılan yazışmaların bu uyuşmazlığa ilişkin hukuki nitelikte olduğu, dosya kapsamındaki delillerin de dava açmaya yeterli şüphe oluşturmayacağı anlaşıldığından, itirazın reddine dair merci kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV ) Sonuç ve karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
... Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2014 tarihli ve 2014/941 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.