Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6479
Karar No: 2016/245
Karar Tarihi: 13.01.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/6479 Esas 2016/245 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/6479 E.  ,  2016/245 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/02/2015 tarih ve 2011/449-2015/79 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, ... İli, ... Mahallesi"ndeki, 27353 ada, 2 no"lu parsel ile 20 parsel üzerindeki yapıda, müvekkillerinin miras bırakanı ...."ın %44,92 payının olduğunu ve bu hissenin de dava dışı Tasfiye Halindeki ..... ile yarı oranında paylaşıldığını, davalıların gerek murise gerekse de müvekkillerine bilgi ve hesap vermemeleri üzerine yapılan inceleme sonunda, bazı usulsüzlüklerin tespit edildiğini ve . Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2005/40 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama ile davalıların mahkumiyetine karar verildiğini, davalıların kaçak ek inşaat yaptırmaları nedeniyle şirketin bir milyon lira zarara uğratıldığını, bunlardan ayrı olarak davalıların yolsuz işlemler gerçekleştirdiklerini ve binanın davalıların aile şirketi ...."ye haksız işgal ettirilmesi nedeniyle davalar açıldığını, müvekkillerinin beş milyon liradan fazla zarara uğratıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 25/02/2008 tarihli dilekçe ile taleplerini açıklayarak, davalıların şirketten başka şirkete yaptıkları haksız para transferlerinden, hammadde girdilerindeki kayıtlarda sistematik olarak oynamaktan, şirket hesabından peyderpey para çekmekten, dava dışı borçlulardan haricen ve gizlice para tahsil etmekten, iki adet toplam 42.000 USD olarak tahsil edilen çek bedelinden, ortak taşınmazların %10"luk kısmının ...."dan şirket adına alınmasına rağmen davalı adına tescilinden, GSM baz istasyonu kira parasından ve Maliye"den alınan vergi iadesinden dolayı 2.000,00 TL, kaçak ek bina için 1.000.000,00 TL"nin boşa harcanmasından dolayı 2.000,00 TL ve uygulanan vergi cezalarından, tahsili imkansız şirket alacaklarından, ihmalkarlık sonucu imhasına karar verilen emtia bedellerinden, 3. kişilere aktarılan miktarlardan dolayı 2.000,00 TL talep etmiş, 06/05/2014 tarihli dilekçe ile talebini, zimmetten dolayı 101.421,00 TL, şirket hesabından çekilen paralardan dolayı 228.727,31 TL ve davalı ... "ın zimmetine geçirdiği çek bedellerinden dolayı 42.000 USD olmak üzere toplam 418.365,11 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ...."nde davacılar ile davalılardan ...."in ortaklığı bulunmakta olup, davalı ...."ın ortaklığı bulunmadığından işbu davalının şirkete verdiği bir zararın bulunması halinde bu konudaki davanın ancak şirket tarafından açılması gerektiği, davalı ...."ın davacılara doğrudan zarar verdiği hususunun iddia ve ispat edilemediğinden bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalıların haksız para transferi ve zimmet iddiasına yönelik yapılan incelemede ise, . Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2005/40 E. sayılı dosyasındaki yargılama sonucunda davalı ..."ın kendisi ve eşi davalı ..."a ait .... firmasına, 25/09/2003 tarih ve 8934 no"lu fatura ile KDV dahil olmak üzere toplam 101.421,00 TL tutarında PVC ve Policanbonat satmış gibi işlem yaparak ..... firmasından para aldıklarının tespit edilerek hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği, bozma ilamı üzerine 2010/481 E. sayılı dosyada yapılan yargılamada davalı ..... hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ve davalı ...."ın mahkumiyetine karar verildiği, bu kararın da bozulması üzerine 2011/501 E. sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada her iki davalı hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği ve bu kararın onandığı, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda, davalıların kusur ve sorumluluklarına dayanak yapılmış olup, davalı ..."ın kendisi ve eşi ..."a ait .... firmasına toplam 101.421,00 TL tutarında PVC ve Polikarbonat satmış gibi işlem yaparak ..... firmasından para aldıkları tespit edildiği hususuna yer verildiği ve mahkemece de bu tespit kabul edilerek davalıların mahkumiyetine karar verildiği, her ne kadar mahkeme kararı Yargıtay tarafından esastan incelenmeksizin, ilkinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve sonrasında da akrabalık durumu gereğince uzlaşma olup olmadığının araştırılması gerekçesiyle bozulmuş ise de, 10/05/2011 tarihli bozma kararında, CMK"nın 253/1-b-3 maddesine göre katılanlarla sanıkların akraba olduklarına değinilerek "... öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanıp, uzlaşılamaması ve suçun sabit olması halinde akrabalık nedeniyle cezada indirim yapılması gerektiği..." hususunun vurgulanmış olması nedeniyle Yargıtay tarafından sanıkların eylemlerinin benimsenmiş olması yanında ceza mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporundaki belirlemelerin aksinin bu davadaki yargılama sırasında ispat edilememiş olduğu, buna göre haksız para transferi konusundan dolayı davalı ...."ın 101.421,00 TL tazmin sorumluluğu bulunduğu, davalıların şirket hesabından peyderpey para çekmek suretiyle 38.164,05 TL ve 95.000,00 TL tutarındaki parayı haksız olarak edindikleri iddiasına dayalı olarak yapılan incelemede, bu konunun da ceza dosyasında inceleme konusu yapıldığı, ceza kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunda şirket ortağı...."ın, ölen .... ile birlikte %50 oranında şirket ortağı olmasına rağmen adı geçen şirketten kendisi adına 95.563,00 TL para alırken mirasçılar adına 38.164,00 TL ödeme yaptığı, mirasçılar adına düzenlenen makbuzlarda parayı alanların imzasının bulunmadığı, bunun sonucunda 133.727,31 TL"nin davalı ... tarafından mal edinildiğinin tespit edildiği ve Yargıtay tarafından davalıların eylemlerinin benimsenmiş olması yanında, ceza mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporundaki belirlemelerin aksinin bu davadaki yargılama sırasında ispat edilememiş olduğu, buna göre haksız para transferinden dolayı davalı ...."ın 133.727,31 TL tazmin sorumluluğu bulunduğu, davalılarca ıslah talebine karşı zamanaşımı def"inde bulunulduğu, Kollektif şirketlerde yöneticilerin sorumluluklarına ilişkin hüküm bulunmaması nedeniyle bu konuda BK"nın 147. m. 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, somut olayda, davaya konu işlemlerin 2004 yılında gerçekleştirildiği iddia edilmiş olup, davacılar tarafından 16/06/2004 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğundan, davacılar zararı ve sorumlusunu en geç bu tarihte öğrendiklerinden zamanaşımı süresinin de bu tarihte başlayacağı, BK"nın 147. m. uzamış zamanaşımı uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması nedeniyle ıslah tarihi itibariyle ıslah edilen miktarlar zamanaşımına uğradığından, davalı ...."ın haksız para transferi ve zimmet, şirket hesabından peyderpey para çekmek suretiyle gerçekleşen eylemlerinden dolayı talebinin dava dilekçesi ve 25/02/2008 tarihli açıklama dilekçesi kapsamında 2.000,00 TL olduğu, öte yandan, talebe konu miktarın tarafların ortağı olduğu kollektif şirketin uğradığı bir zarara ilişkin olup, şirket ortakları olan davacıların doğrudan uğradıkları bir zararın bulunmadığı, şirket dolayısıyla şirket ortaklarının dolaylı zararları söz konusu olduğundan bu zarar nedeniyle dava açmaları mümkün ise de, hüküm altına alınacak miktarın şirkete ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı .... yönünden davanın kısmen kabulü ile, 2.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte işbu davalıdan tahsili ile tarafların ortağı olduğu ....."ne ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1- Davacı tarafça, davalıların usulsüz işlemleri ile zarara uğratıldıkları iddiası ile açılan işbu davada, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise, kısmen kabulü ile hükmedilen tazminatın tarafların ortağı oldukları dava dışı kollektif şirkete ödenmesine karar verilmiştir.
    Ancak, ticaret şirketleri Türk Ticaret Kanunu"nda düzenlendiğinden tabii olarak evvela bu kanun hükümlerine tabidir. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu, Medeni Kanun"un ayrılmaz bir cüzü olduğundan, ticaret şirketleri yerine göre Medeni Kanun kaidelerine de tabidir. Diğer taraftan, özel hukuka dair şirketler bahsinde, kural olarak irade serbestisi hakimdir. Bu sebeple, alakalıların ve bilhassa ortakların iradelerinin mahsulü mukavele hükümlerinin de tatbik kabiliyeti normaldir. Bütün bu kaideler karşısında, emredici hukuk kurallarının saklı kalması ve yukarıda zikredilen kaidelere tekaddüm etmesi de zaruridir. Bu durumda, ticaret şirketlerine kabili tatbik kaidelerin tatbik sırası şöyledir: Her türlü muamelede olduğu gibi şirket işlerine de evvela, Medeni Kanun ile Ticaret Kanunu"nun ve diğer ilgili mevzuatın emredici kuralları tatbik edilir. Şirketlerde uygulanacak hükümlerde ikinci sırayı mukavele hükümleri ile ortakların iradesinden doğan tasarruflar işgal eder. Ticaret şirketlerine üçüncü derecede tatbik edilecek kaideler, her ticaret şirketine mahsus olmak üzere Ticaret Kanunu"nda tanzim edilen kaidelerdir. (6762 sayılı TTK m. 138). Amir hükümlere tabi bulunamayan bir mesele hakkında şirket mukavelesinde de sarahat yoksa, o meseleye mahsus Ticaret Kanunu hükümleri tatbik edilir. Şirketlere tatbik edilecek hükümlerin dördüncü kademesini, Ticaret Kanunu"nun 136-152. maddeleri teşkil eder. (TTK 159). Şayet bir mesele şirket mukavelesiyle veya bir şirkete mahsus özel hükümlerle halledilemiyorsa, bütün ticaret şirketlerinin umumi kaideleri mahiyetinde bulunan TTK"nın 136-152. maddelerine müracaat edilir. Bu kaidelerle de halledilemeyen şirket meselelerine, beşinci derecede adi şirketlere dair BK"nın 520-541. madde hükümleri ile MK"nın 45, 47, 48 ve 49. maddeleri tatbik edilir. Ticaret şirketlerine altıncı derecede ticari örf ve adet kuralları uygulanır. Bu kurallar, TTK"nın 2. maddesindeki şartlarla mütalaa olunur. Bir ticaret şirketinde zuhur eden ihtilaf, yukarıdaki kaidelerin hiçbiriyle halledilemiyor ise, Medeni Kanun ile Borçlar Kanunu"nun umumi hükümlerine ve prensiplerine müracaat edilir.
    Oysa, mahkemece talebe konu miktarın tarafların ortağı oldukları kollektif şirketin uğradığı bir zarara ilişkin olup, şirket ortakları olan davacıların doğrudan uğradıkları bir zararın bulunmadığı, şirket dolayısıyla şirket ortaklarının dolaylı zararlarının mevcut olduğu, bu zarar nedeniyle dava açmaları mümkün ise de, hüküm altına alınacak miktarın şirkete ödenmesi gerektiği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan ilkeler ve 6762 sayılı TTK"nın 138. maddesi atfı ile kollektif şirketler hakkında adi şirket hükümlerinin uygulanacağı nazara alınmaksızın anonim şirketlere ilişkin doğrudan-dolaylı zarar kavramından hareketle hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Kabule göre de, davacı tarafça hükmedilecek tazminatın şirkete değil de, kendilerine verilmesinin talep edilmiş olması karşısında, mahkemece talebin aşılması suretiyle, talep dışında bir karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    3- Yukarıda (1) numaralı bentte belirtilen bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekili ile mümeyyiz davalı vekilinin (2) no"lu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar ve mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile mümeyyiz davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi